16. Ceza Dairesi Esas No: 2019/2828 Karar No: 2020/2917 Karar Tarihi: 22.06.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/2828 Esas 2020/2917 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm giydiği kararın temyiz başvurusunu esasen reddetti. Ancak kararın bir maddi hatası nedeniyle, sanığın son görev yerinin yanlış yer olarak belirtilmesi, etkili görülmedi. Kararda, ByLock iletişim sisteminin terör örgütü üyeleri tarafından kullanıldığı ve teknik verilerle tespiti halinde örgütle bağlantıyı gösteren delil olacağı kabul edildi. Sanığın ByLock kullanıcısı olmadığını iddia etmesine rağmen teknik verilerle tespiti halinde delilin suçun sübutunun tayini açısından belirleyici nitelikte olduğu vurgulandı. Ancak sanıkla ilgili tüm delillerin bir arada değerlendirilmeden eksik araştırma ve inceleme yapılarak karar verildiği gerekçesiyle hüküm bozuldu. Hüküm bozma sebeplerine göre, sanığın tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına karar verildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2019/2828 E. , 2020/2917 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK"nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın son görev yerinin Gebze Adliyesi olduğunun anlaşılması karşısında gerekçeli kararın 36. sayfasında yer alan " sanığın son görev yaptığı Kırklareli ilinin" şeklinde belirtilmesi maddi hata kabul edilmiş sonuca etkili görülmemiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/16.MD-956 Esas, 2017/370 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilerek; ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin suçun sübutunun tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilip, örgütlü suçlar soruşturma bürosu bilgi havuzundan sanık hakkında beyan yahut ifade olup olmadığının araştırılıp, varsa temini cihetine gidilerek tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildikten sonra sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, sanığın üzerine atılı suçun niteliği ve bozma sebeplerine göre tahliye talebinin reddi ile sanığın tutukluluk halinin devamına 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.