1. Hukuk Dairesi 2020/1895 E. , 2020/4285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 102 ada 14, 369 ada 2, 373 ada 2, 391 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakan annesi ""..."in paydaş olduğunu, ancak tapu kayıtlarında ""..." olarak yazıldığını, ..."ın annesinin evlenmeden önceki soyadını olup, adının ise yanlış yazıldığını ileri sürerek, ""..."" olan kaydın ""..."" olarak nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, savunma getirmemiştir.
Mahkemece, tüm idari başvuru yollarının tüketilmediği, halen başvuru yollarının açık olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla 06.11.2014 tarihli istem belgesi ile davalı ..."ne talepte bulunduğu, bu talebin 02.12.2014 tarihli karar ile reddedildiği, verilen ret kararına karşı 05.12.2014 tarihli dilekçe ile süresinde itiraz ettiği, Kastamonu Tapu ve Kadastro 19. Bölge Müdürlüğü tarafından Eflani Tapu Müdürlüğü"nün ret kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurulunun 27.07.2013 tarih ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde ‘’ (1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflı ilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.
(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan önce müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut red kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olaya gelince; davacının tüzük hükümleri gereğince Tapu Müdürlüğü"ne başvuru şartını yerine getirdiği, talebinin reddi üzerine Bölge Müdürlüğüne de başvurduğu, ancak Bölge Müdürlüğü"nce ""adı geçen Ayşe Karadeniz"in mernis kaydının ve veraset ilamının hatalı olduğu, mernis kaydının düzeltilmesinden sonra alınacak yeni veraset ilamına göre intikal talebinde bulunulabileceği"" gerekçesiyle itirazın reddedildiği, bunun üzerine eldeki davanın açıldığı, yasal şartların aradığı anlamda başvurunun davacı tarafından yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.