
Esas No: 2012/4799
Karar No: 2012/5686
Karar Tarihi: 18.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/4799 Esas 2012/5686 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2008 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadıklarının tespiti ve istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava İcra ve İflas Kanunun 72. maddesine dayalı menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir.
Davalı, yükleniciler davacıya ait yapıda elektrik tesisat işlemlerini yaptıklarını, bedele hak kazandıklarını davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu hükmü taraflar temyiz etmiş, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.11.2010 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle davalıların temyiz itirazları yerinde görülmemiş; hüküm, davacı yararına bozulmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiş, yapılan takip sebebiyle davacıların icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine 400.00 TL’nin istirdatına, asıl alacak tutarı üzerinden %40 kötü niyet tazminatının davacılardan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmış bulunmasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; belirtildiği üzere dava İcra ve İflas Kanunun 72. maddesine dayanılarak icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 72.
maddesinin 5. fıkrasına göre bu tür bir davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde icra takibi derhal durur. İlamın kesinleşmesi üzerine de ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu (davacıyı) menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması üzerine ve talep olması durumunda borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. yasa uyarınca da tahsiline karar verilecek tutar takip konusu alacağın %40’ndan az olamaz. Görülüyor ki yasa koyucu davanın borçlu lehine hükme bağlanması durumunda borçlu yararına tazminata karar verilebilmesi için icra takibi yapan alacaklının (davalıların) hem haksız olması ve hem de kötü niyetli olması koşulunu birlikte aramıştır. Somut olayda, dava yargılama yapılarak taraflar arasındaki uyuşmazlık giderilmiş olduğundan davalıların (alacaklıların) kötü niyetli olduğunu kabul etmek olanaksızdır. Dolayısıyla borçlunun (davacının) tazminat isteminin reddi yerine davalıların haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü suretiyle bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.