13. Ceza Dairesi 2019/12421 E. , 2020/3583 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hırsızlık eyleminin, suça konu olan tesisin mülkiyetine yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden sanık ...’ün mahkumiyetine karar verilmesi, hükmün kesin nitelikte olması nedeniyle kanun yararına bozma yasa yoluyla düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I-Sanıklar hakkında katılan ...’a yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerinin ve sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dolandırıcılık suçundan zarar görme olasılığı bulunmayan katılan ...’in, bu suçtan açılan davaya müdahil olarak katılma hakkı olmadığı, müdahilliğine karar verilmiş olmasının da kararı temyiz hakkı vermeyeceği anlaşılmakla bu suç yönünden katılan sıfatı ve hükmü temyiz yetkisi bulunmayan katılan ... vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. ve 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince ve doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14/04/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanık ve katılan vekilinin temyiz isteminin CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında hırsızlık, sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan Düzce 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/617 Esas 2012/692 karar sayılı ilamındaki mahkumiyeti, TCK"nın 106/1-1. cümle. maddesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 106/1 maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK"nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıkların müştekiye ait iki katlı bina vasfındaki tesisi kepçe ile yıkarak çıkan malzemeleri satmaları şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Hırsızlık suçuna konu tesisin önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması,
3- Hırsızlık eyleminin, suça konu olan tesisin mülkiyetine yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, mala zarar verme suçunun oluşmayacağı gözetilmeden sanık ...’un mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve katılan vekilinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 10/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.