14. Hukuk Dairesi 2018/3673 E. , 2021/3402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/06/2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştiren davaların reddine dair verilen 02/09/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava ve birleştirilen davalar, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl dava ve birleştirilen davalarda davacı vekili;...Köyü 5655 ada 4 parsel, 4944 ada 8, 9, 10 parseller, 5598 ada 5, 6, 9, 10, 11, 12, 16 ve 17 parseller, 5604 ada 6, 7, 11, 16, 20, 22, 23, 24, 25, 27, 27, 28, 29, 30, 31, 5598 ada 7 ve 8, 4944 ada 10 parsellerin tapu kaydının iptali ile kadastral parselin ihyasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
Somut olayda, sonuç itibari ile davanın reddi doğru ise de, hükmün gerekçesi doğru değildir. Zira; 3194 sayılı Yasa"ya eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. Bu nedenle hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün gerekçesinin yukarıda yazılı şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ gerekçe ile ONANMASINA, 24.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.