14. Hukuk Dairesi 2016/11239 E. , 2019/3826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.11.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin maliki oldukları 88, 94, 95, 96 ve 97 parsel sayılı taşınmazların genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek davalılara ait taşınmazlar üzerinde uygun bir bedel karşılığında taşınmazları lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacılara ait 88, 94, 95, 96 ve 97 parsel sayılı taşınmazlar lehine bir kısım davalılara ait 83, 85 ve 3609 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden 13.05.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A), (C) ve (E) harfleriyle gösterilen yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, aleyhine geçit kurulan 85 No"lu parsel maliklerinden davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- HMK"nin 297. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup HMK"nin 294. maddesi uyarınca hüküm yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar olduğundan hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalı ve hükmün infazı mümkün olmalıdır.
Davacılar vekili; yargılama aşamasında 30.04.2015 tarihli keşif sırasında alınan beyanında 97 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlar yönünden davadan feragat ettiğini belirttiği halde mahkemece davacılar vekilinin feragati nedeniyle bir karar verilmemiş olduğundan hüküm bu haliyle infaza uygun değildir.
2- Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarının sağlamasına imkan verilmelidir.
Bir dava açıldıktan sonra tapuda malik olan davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse artık dava konusu taşınmaz üzerinde bir tasarruf yetkisi kalmaz.
Dosyadaki tapu kaydına göre aleyhine geçit kurulan 3609 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında 01.12.2015 tarihli satışla İsrafil Kıyıcı adına tescil edildiği halde yeni malikin davada taraf olarak yer almadığı anlaşılmıştır. Adı geçen tapu kayıt malikine dava yöneltilmeli, dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili tamamladıktan sonra, davaya karşı savunmaları alınarak davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
Geçit hakları kişiler lehine değil taşınmazlar lehine kurulacağından, lehine geçit hakkı istenilen 88, 94, 95, 96 ve 97 parsel sayılı taşınmazlardan yola ulaşımın sağlanması için 88 parsel sayılı taşınmazdan başlanarak akdi irtifak kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi,
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekirken tapuya tesciline karar verilmesi,
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılması gerekirken davalılardan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.
Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.