Esas No: 2022/5085
Karar No: 2022/6461
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5085 Esas 2022/6461 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen alacak davasına ilişkin karar, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda esastan reddedilmiş ve temyiz edilmiştir. Davacı, dava konusu arazilerin kira gelirlerinden elde edilen yüzde ellisinin Orman Genel Müdürlüğüne yatırılması gerektiğini savunarak davalı idareden 10.000 TL talep etmiştir. Davalı ise, Taşdelen sularının bağlı bulunduğu orman alanının Vakfından olup suyun tasarruf hakkının idarelerine ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi, davacının talebi doğrultusunda karar vermiş, bölge adliye mahkemesi ise istinaf itirazını reddetmiştir. Ancak Yargıtay, tarafların sıfatı ile 3533 Sayılı Kanun'un 1. ve 4. maddeleri gereğince hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararını ve bölge adliye mahkemesinin istinaf kararını bozmuştur. Kanun maddeleri şöyledir: 3533 Sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yol ile Halli Hakkında Kanun'un 1. maddesi ve 4. maddesi.
"İçtihat Metni"
İSTANBUL ANADOLU 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; sorumluluk alanında bulunan dava konusu arazilerin, 49 yıl süre ile Memba Suyu Tesisi Yapımı için davalıya tahsis edildiğini, daha sonradan bu alanların bir kısmının 3. şahıslara kiraya verildiğinin anlaşıldığını, Orman Kanununun 17/3. ve 18. Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği'nin 27. maddesine göre, elde edilen kira gelirlerinden yüzde ellisinin Orman Genel Müdürlüğüne yatırılması gerektiğini ileri sürerek; 25/10/2010 tarihli sözleşmeden doğan kira bedellerinin %50'sine karşılık şimdilik 10.000 TL'nin davalı idareden tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında dava değerini 3.434.310 TL olarak belirtmiştir.
Davalı; Taşdelen sularının bağlı bulunduğu orman alanının ... Vakfından olup suyun tasarruf hakkının davalı idarelerine ait olduğunu, davacının taleplerinin vakfiyeye aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) 3533 Sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yol ile Halli Hakkında Kanun'un 1. maddesi hükmünde açıkça; “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya umumi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanları, bu kanunda yazılı tahkim usulüne göre halledilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un 4. maddesi ise; “ Katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire ve müesseselerden biriyle ikinci maddede yazılı dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, bulunduğu yerin ve taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumunda olan daire veya müessesenin ve davalılar birden çok olduğu takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir.” hükmünü içerir.
Somut olayda, davanın tarafları ... ile ... olup, davacı idarece; 3. kişilerden elde edilen kira gelirlerinden kaynaklı alacağın tahsili istenmiştir. Bu durumda davacı ve davalı idarelerin 3533 Sayılı Kanun'un 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardan olduğu, bu Kanun'un 4. maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; tarafların sıfatı ile 3533 sayılı Kanun'un 1. ve 4. maddeleri hükümleri dikkate alınarak, uyuşmazlığın hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, genel hükümlere göre incelenerek sonuca gidilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) Bozma nedenine göre, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 13/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.