Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/2717
Karar No: 2021/2241
Karar Tarihi: 29.04.2021

Danıştay 10. Daire 2016/2717 Esas 2021/2241 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2717
Karar No : 2021/2241

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Gıda Tarım ve Hayvancılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı (Mülga … Bakanlığı)
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesince, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın Danıştay Onuncu Dairesinin 21/04/2015 tarih ve E:2013/4227, K:2015/1946 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen ... İdare Mahkemesinin davanın reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hatay İli, İskenderun İlçesi, … Mahallesinde faaliyet gösteren davacı şirketin işletmeciliğini yaptığı İskenderun Ziraat Bahçesinde sert çekirdekli meyve ağaçlarında görülen Şarka Virüs Hastalığı nedeniyle 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu uyarınca karantina tedbirlerinin alınması kapsamında Hatay Tarım İl Müdürlüğü talimatına istinaden hastalıklı ve hastalık bulaşma riski olan ağaç ve fidanların davacı şirket tarafından imha edilmesi üzerine, kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen zarar karşılığı tutarı 169.775,00 TL'nin 01/12/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı şirketin, hastalık görülen meyve ağaçlarından bir kısmının narenciye bahçesi arasına dikilen ağaçlar olduğu, tekniğine uygun olarak tesis edilmiş bir meyve bahçesi olmadığı, meyve bahçesi tesisinde kullanılan sert çekirdekli meyve fidanlarının virüsten ari sertifikalı fidanlar olmadıkları, meyve bahçesi için kullanılan fidanlara ait zirai karantina taşıma ve satış sertifikasının bulunmadığı, fidanlıklar için anaç, aşı kalemi, aşı gözünün nereden alındığının (menşeinin) belli olmadığı, fidanlıklar ile sert çekirdekli meyve bahçelerinin mesafelerinin tekniğe uygun olmayıp iç içe bir yapıda bulunduğu, davacı şirketin hastalığın ortaya çıkması ve yayılmasının önlenmesine yönelik gerekli karantina tedbirlerine uymadığı, 6968 sayılı Kanun hükümlerine aykırı hareketleri sebebiyle hastalık bulaşmasına sebep olduğu, davacı şirkete tazminat ödenmesinin şartları oluşmadığından hastalıklı ve hastalık bulaşma riski olan ağaç ve fidanların imha edilmesi nedeniyle tazminat talebinin karşılanmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, Kanundaki imha yetkisinin son çare olarak düzenlendiği, tedbir alma imkanı bulunduğu halde doğrudan imha yetkisinin kullanılmasının hukuka aykırı olduğu, hastalıklı ağaçların toplam ağaçlara oranının %3 olmasına rağmen tamamının imha edildiği, idarenin kusurlu hareket ettiği ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, şarka virüsünün yıkıcı etkisinin olduğu, yaprak bitleri aracılığıyla çok kolay bulaşabildiği, hastalık taşımadığı halde hastalık riski taşıyan ağaçların imhasına Kanunun açıkça yetki verdiği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının vekalet ücreti dışındaki temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Temyiz istemine konu mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu mahkeme kararının, reddedilen maddi tazminat talebi nedeniyle davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, 169.775,00 TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi'nce, reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 16.136,50 TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, davanın tümden reddi veya kısmen kabul kısmen de reddi durumlarında kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekâlet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararı tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, duruşmalı işler için maktu olarak belirlenen 1.500,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan " Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat için hesaplanan 16.136,50 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine," ibaresinin "davacının maddi tazminat isteminin tamamı reddedildiğinden Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için maktu olarak belirlenen 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının davanın esasına ilişkin temyiz isteminin reddi ile davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA oybirliğiyle,
2. Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulüne, davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan"Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat için hesaplanan … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin "davacının maddi tazminat isteminin tamamı reddedildiğinden Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için maktu olarak belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2021 tarihinde karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, davacının maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi