Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1298 Esas 2015/418 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1298
Karar No: 2015/418
Karar Tarihi: 07.04.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1298 Esas 2015/418 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/1298 E.  ,  2015/418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
    Sanığın şikayetçi ..."ı cep telefonundan aradığı ve kendisini asker arkadaşı ... olarak tanıttığı, gömü (altın) bulduğunu ve birlikte satmayı teklif ettiği, akabinde yüzyüze geldiklerinde kendisini ..."nin kardeşi ...olarak tanıtan sanık ile şikayetçinin tüm altınlar için 50.000. TL"ye anlaştıkları,olay günü şikayetçinin iki arkadaşı ile sanığın yanına gittiği ve müştekinin paraları verdiği, içinde sahte altın bulunan çantayı aldığı, sonrasında sanığın bir bahane bularak gittiği ve geri gelmediği, bu suretle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda,
    Tüm dosya kapsamına göre; zanlılar albümünden şikayetçi ve tanıklar tarafından teşhis edilerek kendisini ...olarak tanıtan şahsın sanık ... olduğunun belirtilmesi, yargılama aşamasında sanığın fotoğraflarının duruşmada şikayetçiye gösterildiğinde sanığı kesin bir şekilde teşhis ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık ... hakkında, 5237 sayılı TCK" nın 58/6-7. maddeleri gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,ancak;
    5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.