3. Hukuk Dairesi 2020/3822 E. , 2020/7447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmeleri üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, işçilik alacaklarının tahsili ile ilgili dava ve işleri takip etmek üzere davalılar adına ortak vekaletname çıkardığını, açılan davanın lehine sonuçlandığını, bu süreçte borçlunun iflas ettiğini, davalıların vekalet görevinin gereklerini gereği gibi ifa etmemeleri nedeniyle öncelikli olan işçilik alacağının iflas masasınca 4.sıraya kaydedildiğini, azlettiği davalıların bu karara karşı süresinde itirazda bulunmamaları nedeniyle uğradığı hak kaybından doğan zarardan müştereken sorumlu olduklarını, izah edilen sebeplerle iflas masasınca birinci sıra alacaklılarına alacaklarının %51,16’sı 2009 yılı Mart ayında ödendiğinden kendisi de 2010 yılı Haziran ayında davalı ...’ndan 3.145,00 TL ödeme almış olduğundan, alacağının %51,16’sından 3.145,00 TL düşüldüğünde geriye kalan 10.102,00 TL’nin 1.4.2009 tarihinden itibaren, alacağının %48,84’üne takebül eden 12.647,00 TL’nin iflas masasının 1.sıra alacaklarına 2011 yılı Eylül ayında ödeme yapılmasından dolayı 1.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.162,00 TL nin 1.4.2009 tarihinden, 12.647,00 TL nin ise 1.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece zamanaşımı nedeniyle red kararırın bozulmasına ilişkin ilama uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü, kısmen reddine, dava konusu alacak olan 6.579,05 TL "nin 01/04/2009 tarihinden itibaren, 9.124,05 TL"nin 01/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, vekilin özen borcuna aykırı davranmasından kaynaklanan zararların tahsili istemine ilişkindir. Davacı 12.3.2003 tarihli vekaletname ile ...,... Avukatlık Ortaklığı- ...,...
ve ..."nu vekil tayin etmiştir. Davalı vekiller tarafından, davacının işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olarak açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, o sırada borçlu şirketin iflas etmesi üzerine alacağın tahsili istemiyle iflas masasına başvurulmuştur. Ankara 21.İflas Müdürlüğü"nün 2015/12 iflas sayılı dosyasında iflas masasına kaydedilen davacının 25.894,89 TL tutarlı alacağı, İİK"nın 206.maddesi gereği 1.sıraya kaydedilmesi gerekirken 4.sıraya kaydedilmiş ve karar davalılardan avukat ..."e 24.01.2006 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davalı vekillerin karara süresi içinde itiraz etmemesi nedeniyle karar kesinleşmiş ve davacı, alacağı 4.sıraya kaydedildiğinden alacağını tahsil edememiştir. Davacının iflas masasına kaydedilen alacağı 25.894,89 TL"dir. Davacı, dava dilekçesinde davalılardan ... tarafından 2010 yılı Haziran ayında 3.145,00 TL ödeme yapıldığını ve bu ödeme mahsup edildikten sonra takip başlatıldığını beyan etmiştir. Davanın devamı sırasında, ... tarafından 23.06.2014 tarihinde davacı adına ""Ankara 21.İflas Müdürlüğü 2006/12 ana para ödemesi"" açıklamasıyla 3.146,00 TL ve yine aynı tarihte ""faiz ödemesi"" açıklamasıyla 754,00 TL ödeme yapılmıştır. Bu durumda, dava tarihinden önce 2010 yılında yapılan 3.145,00 TL ödeme, davacı tarafça iflas masasına kaydedilen 25.894,89 TL"den mahsup edilerek takip başlatıldığından, mahkemece bu ödemenin takip talebindeki alacaktan tekrar mahsup edilmesi doğru değildir.
Dava tarihinden önce yapılan ve asıl alacaktan mahsup edilen ödemenin asıl alacaktan tekrar mahsup edilmiş olması, yine dava açıldıktan sonra 2014 yılı Haziran ayında yapılan 3.146,00 TL ve 754,00 TL yönünden ise mahkemece bu ksımlar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve HMK"nın 331.maddesi gereği davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle tüm ödemelerin asıl alacaktan mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.