17. Hukuk Dairesi 2013/4314 E. , 2014/10884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2012
NUMARASI : 2009/113-2012/181
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı M.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların desteği yaya Duygu Hazal"a çarpması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 1.000 TL. kardeş için 800 TL. maddi tazminatın davalılardan, her davacı için ayrı ayrı 30.000 TL. manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini anne Sevgi için 13.588,83 TL. baba Ümit için 5.364,81 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi ve davalı M.. Ş.. vekili kusur oranı ve tazminat miktarını kabul etmediklerini, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat talebi yönünden, anne Sevgi için 13.588,83 TL. baba Ümit için 5.364,81 TL. maddi tazminatın davalılardan tahsiline, davacı Ö.. Ç..’ın maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat yönünden, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 5.000 TL. kardeş Ömer için 3.000 TL. manevi tazminatın davalılar M.. Ş.. ve H.. Ç..’dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı M.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekili ve davalı M.. Ş.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda davacıların desteğinin 12 yaşında olduğu, ailenin sosyal ve ekonomik durumuna göre yüksek öğrenim göreceği ve 2018 yılında 23 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı kabul edilmiş, geliri konusunda yüksek öğrenim göreceğinden üniversite mezunu devlet memuru maaşı esas alınmış, gelir elde etmeye başlayacağı bilinmeyen dönem gelirini belirlemek için 2018 yılına kadar her yıl için %10 arttırım uygulamış, buna göre gelir elde etmeye başlayacağı dönem geliri belirlenmiş, desteğin çalışmaya başladıktan sonraki dönem için anne ve babasına %15 oranında pay ayıracağı kabul edilmiş ise de bu hesaplama şekli Yargıtay’ın yerleşik kararlarına uygun değildir.
Tazminat hesabında desteğin gelir elde etmeye başlayacağı dönem başı gelirinin belirlenmesinde hüküm tarihine en yakın tarihte bilinen son gelir miktarı esas alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 oranında arttırılıp %10 oranında indirim yapılmak suretiyle hesaplanması ve desteğin bekar olduğu dönemde anne ve babasına en az gelirinin yarısı oranında pay ayıracağı, sonraki dönemler için evleneceği ve çocuğunun olacağı yıllara göre kademeli olarak ayıracağı destek payının azalacağı gözetilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Açıklanan bu yönteme uygun düşmeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması, tazminatın belirlenmesi ilkelerine uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun ... maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı M. Ş.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı M.. Ş.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı geri M. Ş.."e verilmesine 8.7.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.