23. Ceza Dairesi 2015/1562 E. , 2015/417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Sanıkların ..."de bulunan ... Tic. Ltd Şti."nin yetkili temsilcisi olduğu, ..."da bulunan ...Ltd. Şti. adlı yabancı firma temsilcisi katılanla beyaz peynir ve yoğurt makinesi alımına dair sözleşme yaptıkları, katılanın ürünleri ..."ye gönderdiği, sanıkların ise gümrükte sıkıntı olduğunu belirtmeleri üzerine katılanın yeni bir tır gönderdiği, ayıplı malların ise gelen tır ile gönderilmesi konusunda anlaştıkları, akabinde geri gönderilmesi gereken ürünlerin ..."a dönmediği ve ürünlerin bedelinin ödenmediği, sanıkların firmasına katılan tarafından ulaşılamadığının iddia edildiği olayda,
Tüm dosya kapsamına göre; ..."ın Avrupa Birliği"ne girmesinden ötürü malların gönderilemediği ve peynirlerin Irak"ta dağıtıldığı, bozuk makinanın halen depoda durduğu, sanıkların firmaya yaptıkları peşin ödemeye ilişkin dekontları sundukları, olayda anlaşma kapsamındaki şekilde edimin anlaşılan şekilde ifa edilememesi ve iade konusunda çıkan uyuşmazlıklar dışında sanıkların dolandırıcılık suçunu oluşturabilecek nitelikte hileli hareketler sergilediğine ilişkin somut ve kesin bir delil elde edilemediği, kimsenin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı; ve hiç kimsenin, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamayacağına ilişkin temel ilkeler dikkate alındığında; uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu ve dolandırıcılık suçunun oluşmadığına yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 5.fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilirken "" avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1100 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanıklara verilmesine "" denilmesi gerektiği gözetilmeden, "" 1100 TL vekalet ücretinin katılandan alınarak sanığa verilmesine "" şeklinde denilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasından "katılan tarafından" ibaresinin çıkartılarak, yerine " hazineden" kelimesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.