
Esas No: 2014/13147
Karar No: 2014/23626
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/13147 Esas 2014/23626 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki "nafaka" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "boşanma" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından, nafaka davasında hüküm altına alınan nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de; bu Kanuna 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. maddenin (1) fıkrasında; “Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete"de ilan edilecek görev başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı” hükme bağlandığından, kararın temyizi kabil olup olmadığı 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerine göre belirlenmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5219 sayılı Kanunla değişik 427. maddesinin (2.) fıkrasında göre, miktar veya değeri (1.000.000.000-TL. = 1.000. YTL"yi) geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Kesinlik sınırına ilişkin Kanunda yer alan bu miktar; (26.09.2004 tarihinde kabul edilerek 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanunun 19"ncu maddesiyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa ilave edilen Ek 4. madde ile; “..her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı” hükme bağlandığından), kararın verildiği 2013 yılı için l,820.-TL."dır.
Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 tarihli ve 196-239 sayılı kararıyla, nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarının esas alınacağı benimsenmiştir. Benimsenen bu ilke doğrultusunda nafaka davalarında gerek temyiz, gerekse karar düzeltmelerde, kararın temyiz ve karar düzeltmeye tabi olup olmadığı, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarına göre belirlenecektir.
Davacı, açtığı nafaka davası ile aylık 300 lira tedbir nafakası talep etmiş; mahkemece, davacı lehine aylık 200 lira nafakaya hükmedilmiştir. Hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından lehine hükmedilen nafakanın miktarı yönünden temyiz edildiğine göre, reddedilen miktarın bir yıllık tutarı 1200 lira olup, bu miktar az önce açıklanan “temyiz edilebilirlik sınırının” altındadır. Bu itibarla karar kesindir. Davacı-davalı (kadın)"ın temyiz isteğinin açıklanan sebeple reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple davacı-davalı (kadın)"ın temyiz talebinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.11.2014 (Pzt.)