15. Ceza Dairesi 2018/7428 E. , 2020/4783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/1, 52, 50/1-a maddeleri gereğince mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Temyiz başvuru süresinin CMUK 310/1.maddesi gereği bir hafta olmasına rağmen, sanığın yokluğunda verilen kararda tebliğ tarihinden itibaren 15 gün yazılmak sureti yanlışlık yapıldığı, süre bakımından bu yanlışlığın sanığın lehine düşünülmesi gerektiği ve temyiz süresinin bu nedenle 15 gün olduğu kabul edilerek ve sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeni ile dosyanın uzlaşma bürosuna tevdi edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, kendisine ait olan aracı katılana sattığı, satım bedelinin bir kısmını peşin olarak ödediği, kalan kısmı daha sonra ödeyeceğini söylediği ve aracı katılana teslim ettiği, olay tarihinde sanığın katılanın iş yerine gittiği ve bir ihtiyacı olduğunu söyleyerek 15 dakikalığına aracı emaneten istediği, katılanın bunu kabul ettiği fakat sanığın daha sonra aracı katılana teslim etmediği, bu suretle sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; yapılan yargılamaya, katılan beyanı, sanık savunması ile incelenen dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmesi hususunun, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23/01/2018 karar tarihli 2015/962 esas ve 2018/16 karar numaralı ilamında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesindeki düzenlemeye aykırı olmaması ve 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİ, ancak;
Bozma ilamı öncesi verilen ilk kararın sanık tarafından temyiz edilmesi ve kararın sanık lehine bozulması karşısında, bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden, aynı yasanın 322 nci maddesi uyarınca, hükmün yargılama giderine ilişkin fıkrasının başına “Bozma kararı sanık lehine olduğundan bozma kararı sonrası yapılan yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına” ibaresi eklenip aynı hüküm fıkrasından bozma sonrası giderlere ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.