(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/4134 E. , 2012/5609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Belediyesi, kadastro tespiti sırasında ... Belediyesi merası olarak tespit edilen ... Mahallesi 1357 ada 191, Paşacık Mahallesi 1314 ada 19, 366, 1066, 1067, 1069, ... Mahallesi 1338 ada 51 ve 321 ada 152 parsel sayılı taşınmazların 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğunu, imar sonucu oluşan imar parsellerinin belediye adına tescil edilmesi gerekirken Milli Emlak Müdürlüğü ve Defterdarlığın talebi ile Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazların bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiğini ileri sürerek, imar uygulaması sonucu oluşan ve davalı Hazine adına tescil edilen imar parsellerin tapu kaydının iptali ile ... Belediyesi adına tescilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazların mera olduğunu, mera vasfını yitiren taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini ve 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazların bulunduğu yerde 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiği gerekçesi ile imar uygulaması sonucu yukarıda yazılı mera parsellerinden gelen ve davalı Hazine adına tescil edilen 177 adet imar parselinin Hazine adına kayıtlı tapularının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
4342 sayılı Mera Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre işlem yapabilmek için;
a-Mera, 4342 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle Belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır. Zira, bu tarih itibariyle köy sınırları içersinde bulunan
veya bu tarihten sonra Belediye ve mücavir alan sınırları içersine alınan meralarda bu madde hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur.
b-Mera, 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşmiş imar planı içersinde kalmalıdır. Bu tarihten sonra imar planı içersine alınan veya imar planı bulunmayan yerlerdeki meralarda bu madde hükmü uygulanmaz. Yasa hükmünde geçen «İmar Planından» maksat ise, her türlü ölçekteki plan yani nazım, uygulama veya mevzi imar planıdır.
c-Meranın, yerleşim yeri olarak işgal edilmesi, yani bu şekilde kullanılması, yerleşim ve işgal durumunun da 01.01.2003 tarihinden önce var olması gerekir. Bu tarihten sonra işgal edilerek yerleşim yeri olarak kullanılan meralarda bu madde hükmü uygulanamaz.
d-Diğer bir koşul da; meranın, mera niteliği ile kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunmamasıdır.
Ancak, açıklanan bu koşulların tümünün gerçekleşmesi halinde 4342 sayılı Mera Kanunu’nun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiğinden söz edilebilir.
Somut olayda, mahkemece yapılan keşif, bilirkişi raporları ve dosya kapsamı ile yukarıda a, b ve d maddelerinde yazılı koşulların gerçekleştiği tartışmasızdır. Ancak, Mahkemece yapılan keşif sonucu teknik bilirkişiler tarafından mahalline uygulanan 2003 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinden, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde her hangi bir yapılaşma bulunmadığı anlaşılmaktadır. Keşif sırasında mahkemece yapılan gözlem ve 03.08.2011 günlü teknik bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazların büyük çoğunluğunun halen boş olduğu bildirilmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinin uygulanabilmesi için yerleşim ve işgal durumunun 01.01.2003 tarihinden önce var olması gerekir. Bu tarihten sonra yapılaşma ve işgal olması halinde anılan maddenin uygulanma olanağı yoktur. Somut olayda, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 01.01.2003 tarihinden önce yapılaşma ve işgal koşulu gerçekleşmediğinden 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleştiğinden söz edilemez. Açıklanan bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken 4342 sayılı Mera Kanunun geçici 3. Maddesinin yanlış değerlendirilmesi suretiyle davanın kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.04.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.