11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/13437 Karar No: 2019/313 Karar Tarihi: 10.01.2019
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/13437 Esas 2019/313 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, resmi belgede sahtecilik suçundan sanığı mahkum ettiği ancak, daha önce yapılan bir bozma ilamında belirtildiği gibi zincirleme suç hükümleri uygulamasının oluşmadığını belirtti. Bunun nedeni, sanığın suça konu senetleri farklı tarihlerde mi, yoksa aynı anda mı verdiği hususunun araştırılmamış olmasıdır. Ancak, belge sayısı ve kast yoğunluğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kararın temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği yönünde bir hüküm içermesi gerekmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri; 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesi ve aynı kanunun 61. maddesidir.
11. Ceza Dairesi 2017/13437 E. , 2019/313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ile müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 21. Ceza Dairesinin 15.10.2015 tarih, 2015/3175 Esas, 2015/3950 Karar sayılı bozma ilamında; “5237 sayılı TCK"nin 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden, 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla, suça konu senetlerin aynı anda mı farklı tarihlerde mi verildiği yine senette borçlu gözüken kişilerin gerçek kişi olup olmadığı araştırılmak suretiyle, senetlerin aynı anda verildiğinin tespiti halinde, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı ancak sahte belge sayısı ve kastın yoğunluğu dikkate alınıp aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği de gözetilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulduğu ve bozmaya uyulduğu halde, yapılan yargılamada sanığın suça konu senetleri katılana aynı anda verdiğini beyan etmesi ve katılanında bu duruma itiraz etmemesi karşısında, senetlerin farklı zamanda düzenlendiklerine ilişkin bir delil de bulunmadığı cihetle, 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, ancak belge sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı; sanık ile müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.