Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2591
Karar No: 2012/5579
Karar Tarihi: 16.04.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2591 Esas 2012/5579 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/2591 E.  ,  2012/5579 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.02.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, tapu tahsis belgesine bağlanmış 22 sayılı parseldeki davalıya düşecek payın tapu iptali ve tescili istemiyle açılmıştır.
    Davalı, tapu tahsis belgesinden kaynaklanan hakların davacıya satılmadığını, satış senedi olarak sunulan belgedeki imzanın da kendisine ait olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tapulu bir taşınmazın satışı ancak biçim koşuluna uyularak yapılabileceğinden bahisle dava reddedilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, dava konusu yapılan 22 sayılı parseldeki davalı payının davalının tahsis belgesine dayalı olarak adına 02.02.2009 tarihinde tescil edildiği, 400/2650 payı olduğu görülmektedir. Davacı, bu payın kendisine tescilden evvel 07.08.2000 tarihinde haricen satıldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Tapu tahsis belgesi, mülkiyet hukukuna 2981 sayılı İmar Affı Kanunu ile giren yeni bir deyimdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 763-864 sayılı Kararında vurgulandığı üzere tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi değildir. Mülkiyet belgesi sıfatını ancak ilgilisi adına tapuda tescil edildiği zaman kazanır. Nitekim somut uyuşmazlıkta, tapu tahsis belgesine değer tanınarak davalıya 22 sayılı parselden 400/2650 pay verilmiş, bu şekilde tapu tahsis belgesi tapu hükmünü kazanmıştır.
    2981 sayılı İmar Affı Kanununun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 25. maddesi hükmüne göre “başvurusu yapılmış ancak tapu tahsisi henüz yapılmamış gecekondunun hak sahibi niteliklerini taşıyan bir başka kişiye satması halinde satış belgesi ibraz edilmek kaydı ile tapu tahsis belgesi satın alan kişi adına düzenlenir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, tapu tahsis belgesi olan bir taşınmaz tapuda başka kişi adına kayıtlı bulunsa da tahsis belgesi sahibinin temlik yoluyla üçüncü bir kişiye tapu tahsis belgesinin devri olanaklıdır. Yasanın aradığı kurala göre de, bunun adi yazılı biçimde yapılması geçerli ve yeterlidir. Eldeki davada, tapu tahsis belgesinin devri taşınmazın tapuya tescilinin yapıldığı 02.02.2009 tarihinden önce ve 07.08.2000 tarihinde yapıldığından, orta yerde geçerli bir devir işlemi varsa davacı bundan yararlanabilir. Çünkü, belirtildiği üzere devir ve temlik taşınmazın tapuya davalı adına tescilinden önce tapu tahsis belgesinin hüküm sürdüğü bir sırada yapılmıştır.
    Ancak, davalı satış olgusunun ve dayanılan harici satış sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmaktadır.
    Mahkemece öncelikle bu savunma üzerinde durulmalı, yöntemine uygun olarak araştırma yapılıp dayanılan sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı açığa kavuşturulmalıdır. Yapılacak inceleme ve araştırma sonucu sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu ortaya çıkarsa, davacının temlik işleminden yararlanabilmesi için bu defada tahsis sahiplerinden devralan kişilerin (davacının) 2981 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. Gerçekten de, 2981 sayılı Kanunun 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur.
    Bütün bu yönler üzerinde durulmadan tapulu taşınmazın satışının biçim koşuluna uyulmadan yapıldığından söz edilerek davanın reddi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi