
Esas No: 2021/1557
Karar No: 2021/4149
Karar Tarihi: 28.04.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2021/1557 Esas 2021/4149 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 65 parsel sayılı 2600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, taksim, pay satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Kadastro Komisyonunca davacılar ... ve ... ile davalı ... ... ve müşterekleri adına; 68 parsel sayılı 3200 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine nedeniyle ... ... ve müşterekleri adına ve 602 parsel sayılı 3000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., satın alma, miras yoluyla gelen hak, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve taşınmazların kendi adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacıların vefat etmeleri nedeniyle dava, mirasçıları tarafından takip edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların murisi ...’ın terekesinin TMK"nın 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirli payları olmayıp her birinin payının taşınmazların tamamı üzerinde söz konusu olduğu, tereke bakımından tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığı, davanın da tasarrufi bir işlem olup, üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerektiği, davacıların sadece kendi adlarına tapu iptali ve tescili isteminde bulundukları gibi, tüm taşınmazların kendi adlarına tescilini talep ettikleri, tereke adına iptal ve tescil isteğinde bulunmadıkları ve yargılama sırasında diğer mirasçıların davacı safında davaya dahil edilmesi ya da açılan davaya karşı olurlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle davacı tarafından taraf teşkilinin sağlanması olanağının da bulunmadığı, terekeye dahil bir veya birkaç taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına terekeye göre üçüncü kişi durumunda bulunan kişilere karşı aktif dava açma hukuki ehliyeti ve sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. İştirak halinde mülkiyete konu terekede, TMK"nın 702. maddesi uyarınca bir veya birden çok mirasçı, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunan kişilere karşı, kendi miras payına/ paylarına yönelik dava açma hakkına sahip olmayıp, bir nevi tasarruf işlemi olan dava açılması işleminde tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Bu cümleden olmak üzere; tüm mirasçıların eşyanın terekeye döndürülmesi istemine ilişkin birlikte hareket ederek dava açma hali, ya tüm mirasçıların birlikte dava açması yada bir veya birden fazla mirasçının açtığı davaya diğer mirasçıların yöntemince muvafakat etmeleri veyahut murisin terekesine temsilci atanması hallerinde mümkündür. Diğer taraftan, bir mirasçının eşyanın terekeye dahil olmadığı iddiasıyla açacağı davada birlikte hareket etmeyi gerektirir yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Davacılar dava dilekçesinde, taşınmazların kendi adlarına yazılması gerektiğini, kendilerinin ekip biçtiğini, bu taşınmazların babalarından kalma yer olduğunu belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile kendi adlarına yazılmasını talep etmişler; davacı ..., yargılama sırasında taşınmazların taksimi nedeniyle 65 ve 602 parsel sayılı taşınmazların kendine, 68 parsel sayılı taşınmazın ise davacı kardeşi ...’a isabet ettiğini ileri sürerek, kendi adlarına tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş olup, bu haliyle davada, tüm mirasçıların birlikte hareket etmesini gerektirir yasal bir zorunluluk bulunmadığının ve davacıların aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Öte yandan dava, tapu iptali ve tescil istemine yönelik olup, tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapu maliklerine, tapu maliklerinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi ve tüm mirasçıların davada yer alması zorunludur. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemez. Kamu düzenine ilişkin bu hususun yargılamanın her safhasında Mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir. Ne var ki, eldeki davada davacıların dava dilekçelerinde gösterdiği davalılar dışında, çekişmeli 602 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki ... mirasçısı ... ..., 65 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki ... (...), ... ... mirasçısı ...avada taraf olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır. Bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından da söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacı tarafa, tapu kayıt maliki ... mirasçısı ......), ... ... mirasçısı ... ..., ... ..., ... ..., ... ... ve ... ...’ün mirasçısı ... ...’e davalarını yöneltmek suretiyle taraf teşkilini sağlamaları için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle davanın usulden reddedilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.