(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/1790 E. , 2012/5577 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30.12.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 28.08.1995 ve 24.10.2005 tarihli ipotek akitlerini kefil olarak imzaladıklarını, davalı kooperatifin dava dışı borçlu ...’nun borcu sebebiyle icra takibine giriştiğini, yapılan takip sonucu borcun kendileri tarafından ödendiğini, bu yüzden Borçlar Kanununun 499. maddesi gereğince ipoteklerin kendilerine devir ve temlik edilmesi gerektiğini, her iki ipoteğin devir ve temlikini, olmadığı takdirde borcun kapanması için icra dosyasına yaptıkları ödemelerin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı, ipoteğin devir ve temliki için tüm alacaklarının ödenmesi gerektiğini, bu ödemelerin yapılmadığını, rücu hakkının da ancak ödenen paylara göre kullanılabileceğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 54, 289, 308, 478, 501, 516, 621 sayılı parsellerde davalı kooperatif lehine birinci derecede ve birinci sırada tesis edilen ipoteğin davalıdan terkini ile aynı sıra ve derecede davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı kooperatif temyiz etmiştir.
Belirtildiği üzere istek, rehinle temin edilen davalı alacağı nedeniyle müteselsil kefil olan davacıların alacaklıya yaptıkları ödemeden dolayı davalının teminat olarak elinde bulundurduğu rehnin Borçlar Kanununun 499.maddesi gereğince devir ve temlikine ilişkindir.
Dosya kapsamından; taşınmaz rehninin dava dışı borçlu ...’nun borcu nedeniyle ve onun maliki olduğu taşınmazlar üzerinde kurulduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten, Borçlar Kanununun 499. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre borç, bir taşınmaz rehniyle güvenceye alınmışsa alacaklı rehin hakkının kefile geçirilmesi için yapılması gereken işlemleri yapmakla yükümlüdür. Ancak, rehnin başkasına ait bir taşınmaz üzerinde kurulması durumunda, rehin temin eden taşınmazın borçlusu yeni alacaklının kim olduğunu, ona karşı sorumluluklarının ne olduğunu bilmelidir. Bu nedenle rehinli taşınmaz maliki ...’nun davada taraf olmasında zorunluluk vardır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davacılara rehinli taşınmazların maliki ve borçlu ... aleyhine de dava açmak üzere uygun bir mehil vermek, açılırsa dava dosyalarını birleştirmek ve davayı onun da huzurunda görmek olmalıdır.
Eksik taraf teşkiliyle çekişmenin esasının incelenmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.