Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında B… Köyü çalışma alanında kalan 171 ada 6 parsel sayılı63.41 metrekareyüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa vasfıyla davalı B… Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı İbrahim tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı İbrahim tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak açılan dava nedeniyle çekişmeli parselin kadastro tespiti kesinleşmemiş, tespit tutanağı mahkemeye gönderilmiştir. 3402 sayılı Yasa’nın 1. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü şekilde sicil oluşturmak zorundadır. Medeni Yasa’nın öngördüğü biçimde doğru sicil oluşturma görevi vardır. Başka bir deyişle, uyuşmazlığın esası hakkında karar verirken, çekişmeli parselin hangi nitelikte, miktarda, kim veya kimler adına hangi paylar oranında tescil edileceği açıkça gösterilmeli ve infazı kabil sicil oluşturulmalıdır. Somut olayda mahkemece sadece davanın reddine karar verilmekle yetinilerek taşınmaz hakkında sicilin açık bırakılması isabetsiz ve bozma nedeni ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. maddesine “davanın REDDİNE” sözcüklerinden sonra gelmek üzere “dava konusu B… Köyünün 171 ada 6 sayılı parselinin tespit gibi B… Köyü Tüzel Kişiliği adına tesciline”, sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle (ONANMASINA), 24.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.