11. Hukuk Dairesi 2017/4246 E. , 2019/3040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.12.2016 tarih ve 2014/680 Esas-2016/1019 Karar sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince verilen 20.04.2017 tarih ve 2017/149-2017/184 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.05.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. Fatma Sacide Bir ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline ait pirinç profil emtiasının Çerkezköy-Tekirdağ"dan İtalya"ya taşıma işinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, taşıma belgelerinde alıcı olarak bankanın yer aldığını, söz konusu taşıma belgelerinin ödemenin alıcı İtalyan bankasına "vesaik mukabili" yapılması şeklinde düzenlendiğini, ancak davalı taşıyıcı firmanın alıcı bankanın cirosunu aramaksızın emtiaları, ihbar adresindeki firmaya bırakmakla yetindiğini, ihbar adresindeki firma ile çok kereler irtibata geçildiği halde mal bedellerinin tahsil edilemediğini, davalı hakkında başlatılan icra takibine de davalının haksız yere itirazda bulunduğunu ileri sürerek davalının borca ve faize yaptığı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, esas alacağın %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; talimata aykırı ifanın söz konusu olmadığını, aralarında taşımanın bu şekilde olduğuna dair bir teamül oluştuğunu, malların boşaltma adresine teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 3 fatura içeriği emtianın gümrük çıkış beyannamesine kayden mal mukabili ödeme şekli ile ihraç edildiği, CMR"de boşaltma yerlerinin gösterildiği, davalının emtiayı boşaltma yerlerine çekincesiz olarak teslim ettiği, bu taşımalara ait CMR"lerde taşınan yükün ödeme şeklinin vesaik mukabili olduğuna dair herhangi bir açıklama olmadığı, davacının iddialarını ispatlar belge sunmadığı gibi satışın vesaik mukabili olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; CMR belgelerinde alıcı olarak banka gösterilmekle birlikte taşımanın vesaik mukabili olduğuna dair kayıt bulunmadığı, gümrük beyannamelerine göre taşımanın mal mukabili gerçekleştirildiği, davalının malları gösterilen boşaltma adresine teslim etmiş olduğu, teamül haline gelen ilişkiye uygun şekilde edimini yerine getirdiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, CMR Konvansiyonuna tabi taşımada davalı taşıyıcının taşıma konusu malları alıcı bankanın cirosunu almadan teslim ettiği, ancak mal bedellerinin nihai alıcıdan tahsil edilemediği iddiasına dayalı alacak için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde, taşıma belgelerinin ödemenin alıcı bankaya vesaik mukabili yapılması şeklinde düzenlendiğini, hal böyle iken davalı taşıyıcının alıcı bankanın cirosunu aramaksızın emtiaları ihbar adresindeki firmaya teslimle yetindiğini, kusurlu davranışı ile borca aykırı davrandığını ileri sürmüş; davalı ise cevap dilekçesinde, 2011 yılında 26 adet CMR belgesine konu emtianın vesaik mukabili taşındığını, 2012 yılında yapılan taşımaların da aynı koşullara haiz olduğunu, evraklara göre vesaik mukabili olan teslim şeklinde sevk belgelerinin bankalar aracılığıyla göderilmesi kısmının uygulanmadığını ve orjinal evrakların araç ile birlikte gönderilerek malların boşaltma adreslerine boşaltıldığını, masraf ve bürokratik işlemlerden kendini muaf tutmak isteyen davacının bu şekilde davrandığını, aralarında böyle bir teamül oluştuğunu savunmuştur. Buna göre, dava konusu taşımaların vesaik mukabili gerçekleştirilmiş olduğuna dair taraf iradelerinin uyuştuğu, zira davalının kabulünün bu yönde olduğu, ancak prosedürlerle vakit kaybetmemek için bankanın cirosunu almadan taşımayı neticelendirmiş olduğu yönündeki beyanları da gözetilerek tarafların iddia, savunma ve delillerinin değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava konusu taşımanın vesaik mukabili olmadığının kabulü ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.