
Esas No: 2012/273
Karar No: 2012/5520
Karar Tarihi: 13.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/273 Esas 2012/5520 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.07.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini, protokol, kira sözleşmesi, kefalet ve taahhütnamelerin hükümsüzlüğüne karar verilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; intifa hakkının terkinine, diğer istemlerin reddine dair verilen 08.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.04.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av.... ile karşı taraftan davacı ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü anlatımları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1435 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 31.07.2006 tarihinde davalı lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tanındığını, taşınmaz üzerinde davalının bayisi olarak akaryakıt istasyonu işlettiğini, intifa hakkı nedeniyle davalı şirketin kendisine baskı yaptığını ve zarara uğradığını, intifa hakkı bedelinin de ödenmediğini, Rekabet Kurumunun intifa hakkını 5 yıl ile sınırladığını, ayrıca tek taraflı baskıları ile protokol düzenlediklerini ileri sürerek intifa hakkının, kira sözleşmesinin sona erdirilmesini, sözleşmenin haksız şart niteliğindeki cezai şartları ve diğer şartların iptalini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının diğer istemlerinin reddine, Rekabet Kurumunun 18.09.2010 tarihine kadar tanıdığı muafiyet süresinin sona erdiği gerekçesiyle de intifa hakkının terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür.
Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795)
İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796)
Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Doktrindeki hakim görüş de bu doğrultudadır. (Bkz.Prof.Dr.Şeref Ertaş. Eşya Hukuku Ankara 2004.s.463).
Somut olayda; taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunduğu ve bu ilişkiye dayanarak da dava konusu taşınmaz üzerinde 31.07.2006 tarihinden başlamak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tanındığı sabittir. Yine Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanununun 4. maddesi ve Rekabet Kurumunun 2002/2-2003/3 sayılı Tebliğleri uyarınca haksız rekabeti önlemek için bayilik sözleşmelerinin ve bu sözleşme kapsamında kabul edilen intifa hakkı tesisi ile kira sözleşmelerinin de 5 yıl süreli olması gerektiği, bu süreleri aşan sözleşmelerin uyarlanması için de 18.09.2010 tarihine kadar muafiyet tanındığı bilinmektedir.
Mahkemece de karar tarihi itibariyle tanınan muafiyetin sona erdiği,
intifa hakkının geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Ancak, davanın açıldığı 13.07.2009 tarihi itibariyle davalı muafiyet kapsamındadır. Ayrıca davacının Rekabet Kuruluna yaptığı şikayet üzerine de davalı şirkete 10 yıla kadar bireysel muafiyet tanındığı anlaşılmaktadır. Dava açıldığı tarihteki koşullara göre irdeleneceğinden ve davanın açıldığı tarihe göre de davalı muafiyet kapsamında olduğundan intifa hakkının terkinine ilişkin istemin reddi yerine kabulü doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 900,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.