Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13743
Karar No: 2013/26354

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/13743 Esas 2013/26354 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı eczacı, davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini belirterek sözleşmenin feshedildiğini ve cezai şart uygulandığını bildirdi. Davacı, fesih ve cezai şart işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, fesih ve cezai şartın kaldırılmasını ve muarazanın önlenmesini istemiştir. Mahkeme, davanın konusuz kaldığına karar vermiş; bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay kararı, mahkemenin kararında gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki oluşturulması ve yasal düzenlemelere uyulmaması sebebiyle bozuldu. HUMK'nun 388/son (yeni HMK 297/son) madde ve fıkrasına göre, hüküm fıkrasında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alması gerekmektedir. Tefhim edilen hüküm ile gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Bu sebeplerle, temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ise incelen
13. Hukuk Dairesi         2013/13743 E.  ,  2013/26354 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, eczacı olduğunu, davalının 2009 protokolünün 6.3.7, 6.3.15, 6.3.19 maddelerine aykırı hareket ettiğini belirterek sözleşmenin 2 yıl süre ile feshedildiğini ve 75.583,95 TL cezai şart uygulandığını bildirdiğini, fesih ve cezai şart işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, fesih ve cezai şart işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ile kaldırılmasını ve muarazanın önlenmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu" nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
    Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388. ve 389. maddelerinde (yeni HMK 294, 297) maddelerinde düzenlenmiş olup,
    hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388. maddesinin son fıkrası (6100 sayılı yeni HMK 297/son) gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2.maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
    Temyize konu davada, kısa kararda “.davanın konusu kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına “ şeklinde hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli kararda ise “2009 protokolünün 6.3.15 ve 6.3.19 maddeleri ile ilgili olarak davacının kuruma fatura ettiği reçete ve reçete eklerinde bulunan belgelerde tahribat yaptığının tespit edilemediği, sahte ilaç küpürü veya sahte reçete veya sahte rapor ile fatura tanzim ettiğinin belirlenmediği, davacı hakkında bu konuda ceza davası açılmadığının kurumca belirlenmesi üzerine feshin ve cezai şartın indirildiği belirtilerek davanın konusuz kaldığı şeklinde hüküm kurulmuş olması, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması, HUMK."nun 388/son (yeni HMK 297/son) madde ve fıkrasına aykırı olup, mahkemece karar verilirken davacı eczacının 6.3.15 ve 6.3.19 maddeleri ile ilgili talepleri hakkında davanın konusu kalmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) no’lu bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi