14. Hukuk Dairesi 2018/4726 E. , 2019/3795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve taşınmazın yayla olarak sınırlandırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 12.04.2018 gün ve 2015/10470 Esas- 2018/2924 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, çekişmeli taşınmazın evveliyatının yayla olduğu, zilyetlikle kazanılmasının söz konusu olamayacağı iddiasıyla tapu iptali ve özel siciline işlenmesi istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın ... İlçesi, ... Beldesinde bulunduğu, taşınmazda ve çevresinde yapılaşmalar olduğu, etrafında ..., ... , ..., , ..., , ..., ... ve ... adlarıyla bilinen yaylaların bulunduğu, 950-1200 rakımda olduğu, çekişmeli yere yakın mesafede ... Mahallesinde bulunan 1200-1250 rakımlı bir taşınmazın aynı nedenle dava konusu edildiği ve Hukuk Genel Kurulunun 31.01.2001 tarihli ve 2000/8-1836 Esas, 2001/13 Karar sayılı ilamı ile yayla kabul edildiği, yapılan yargılama, toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif, keşif sonucu verilen bilirkişi raporları ile sabittir. Taraflar arasında bu hususlarda ihtilaf olmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölge, herkesçe bilinen maruf ve meşhur "... " Burası ülkemizin en büyük yaylalarından biri olup, taşınmazın bağlı bulunduğu belde ile birlikte yukarıda sayılan tüm yaylalarla beraber bir bütünü oluşturmaktadır. Bütünün içindeki bir bölümün değişik isimle anılması ona farklı işlem yapılmasını gerektirmez. Bütünün tabi olduğu uygulama onun için de geçerlidir. Yayla olan yerin sakinleri tarafından amacının dışında yazlık evler yapılarak yaygın yapılaşma ve yerleşmeye sebebiyet verilmesi, bağlı bulunduğu beldede belediye teşkilatı kurulması, hizmet binalarının yapılması, imarın geçerek kesinleşmesi, kısa veya uzun süreli özel mülkiyete dönüştürülerek kullanılıyor olması yukarıdaki hukuki düzenlemeler kapsamında taşınmazın öncesinin kadim yayla olma gerçeğini ortadan kaldırmaz. Hukuk Genel Kurulu Kararı sonucu yayla olduğu kabul edilen yerle çekişmeli taşınmaz arasında farklı işlem yapılmasını gerektiren fazla bir mesafe ve rakım farkı da bulunmamaktadır.
HUMK"nın 238/2 maddesine göre "Maruf ve meşhur olan hususlar münazaalı sayılmaz." Davalı taşınmazın bulunduğu ... Yaylası sadece bölge halkı tarafından bilinen bir yer değil herkesin bildiği tanıdığı yurt genelinde maruf olan bir yerdir. Öncesi kadim, maruf ve meşhur bir yayla iken sonradan yaygın bir yapılaşma sonucu yerleşme alanı haline getirilen bu yerin ... nazaran daha serin olmasından ötürü niteliğinin değiştirilerek yazlık yapı olarak kullanılması taşınmazın "yayla" olma özelliğini kaybettirmez.
Ancak, 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde 20.06.2007 tarihli ve 26558 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 03.06.2007 tarihli ve 5685 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış "Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır. Ancak, bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri bedel talep edilmeksizin aynen devam eder. Bunlar hakkında Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir. Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır. Evvelce açılan davalarda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir." hükmü getirilmiştir.
09.03.1988 tarihli ve 1987/2-860-232 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında vurgulandığı üzere kural olarak herhangi bir kanun ve düzenleyici hüküm o kanunun yürürlüğe girdiği andan itibaren hukuksal sonuç meydana getireceğinden 5685 sayılı Kanunla 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddede yaptığı değişikliklerin uygulanıp uygulanamayacağının inceleme ve araştırma konusu yapılması gerekir.
Buna göre olayda hükmü aynen yukarıya yazılan 4342 sayılı Mera Kanununun geçici madde 3, birinci ve ikinci fıkra hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı inceleme ve araştırma konusu yapılmalı, başka bir anlatımla yaylak olması nedeniyle diğer koşullar gerçekleşmişse kanun uyarınca Hazine adına tescil edilmesi gereken taşınmaz için davalıya emlak ve rayiç bedel toplamının yarısı depo ettirilerek Hazinenin bu bedel karşılığı davadan kanun gereği vazgeçmesi gerekip gerekmediği yönü üzerinde durulmalı, öncesinin yayla olmadığı kesin olarak saptanırsa yine şimdi olduğu gibi dava reddedilmelidir.
Kararın eksik inceleme nedeniyle bozulması gerekirken sehven onanmış olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin karar düzeltme istemini kabulüne, Dairemizin 2015/10470 E. 2018/2924 K sayılı ve 12.4.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.