17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12864 Karar No: 2014/10597 Karar Tarihi: 03.07.2014
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12864 Esas 2014/10597 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/12864 E. , 2014/10597 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/04/2014 NUMARASI : 2013/189-2014/232
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, olay tarihinde dava dışı sürücünün tek yönde ters ilerlemesi sonucu şirket adına kayıtlı olan araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, kazanın oluşunda sokak girişinde tek yön levhasının bulunmaması nedeni ile davalı idarenin asli kusurlu olduğunu belirterek 200,00 TL hasar bedelinin davalıya başvuru tarihi olan 11.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş iken; ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır. Davalı vekili,kurumun bir kusuru bulunmadığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın ıslahla birlikte kısmen kabulü ile 2.180,32 TL nin 11.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır. Mahkemece reddedilen kısım kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gereklidir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediye kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Hizmet kusurundan dolayı açılan davaların idari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi hükmü uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen 2918 sayılı KTK.nun hukuki sorumluluğa ilişkin 85 ve onu izleyen maddelerinde araç işletenin sorumluluğu düzenlenmiş olup idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur. Somut olayda davacı vekili,davalının sokak girişine tek yön levhası koymaması nedeniyle kusurlu olduğunu ileri sürerek davalının hizmet kusuruna dayanmıştır. Bu durumda mahkemece, davaya bakma görevi idari yargıya ait olduğundan mahkemenin yargı yolu bakımından görevsizliğin ve dava dilekçesinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının miktar bakımından reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.