Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1656 Esas 2015/400 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1656
Karar No: 2015/400
Karar Tarihi: 07.04.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1656 Esas 2015/400 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/1656 E.  ,  2015/400 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
    TCK"nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
    Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp bunlara ait maddi varlığın veya bu tüzel kişiliklerle bağ kurulmasını sağlayan somut başka olguların kullanılması gerekir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evrak ve makbuzların sunulması, taşıtın kullanılması, mağdur üzerinde bentte sayılan tüzel kişiliklerden gelinildiğine veya buralardan aranıldığına dair bir düşünce oluşturulması ve mağdurun aldatılması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."in... Ticaret A.Ş."ye bağlı olarak ...Tic. Ltd. Şti. adlı iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı sırada, 27/02/2008-03/03/2008 tarihleri arasında raporlu olduğu halde, 29/02/2008-02/03/2008 tarihlerinde iş yerinde çalıştığı ve katılan kurumdan da iş göremezlik ödeneği aldığının iddia edildiği olayda; sanığın aldığı doktor raporunu işverenine bildirdiği ve 27-28/02/2008 tarihlerinde raporlu olması nedeniyle işe gitmediği, işveren tarafından çağrılması üzerine 29/02/2008 tarihinde işe gitmek zorunda kaldığı, işveren tarafından katılan kuruma sanığın hem raporlu olduğunun bildirilmesinde, hem de raporlu olduğu aylara ilişkin tam sigorta bildiriminin yapılmasında sanığın bir yetkisinin bulunmadığı, sanığın suç kastı ile hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.