Esas No: 2019/7116
Karar No: 2021/2286
Karar Tarihi: 17.05.2021
Danıştay 10. Daire 2019/7116 Esas 2021/2286 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7116
Karar No : 2021/2286
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Başkanlığı / …
DAVANIN KONUSU : Danıştay meslek mensupları ile emeklileri ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık hizmetlerinden faydalanmasına ilişkin, 24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 32. maddesi ile 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 64. maddesine eklenen hüküm uyarınca istenen "Tedavi Yardımı Bildirimi"nin 1. maddesinde yer alan "(5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 60. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile 7. ve 8. fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olduğunu)" şeklindeki parantez içi kuralın ve davacının bakmakla yükümlü olduğu eşinin sağlık giderlerinin Danıştay bütçesinden karşılanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Danıştay Başkanlığının 02/04/2018 tarih ve E.25/1843 sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu düzenlemenin 5510 sayılı Kanun kapsamında kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık elde eden eşlerin sağlık hizmetinden yararlanamaması sonucunu doğurduğu, bu düzenlemenin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye, milletvekilleri ile ilgili mevzuata ve aile hukukuyla ilgili genel düzenlemelere açıkça aykırı olduğu, düzenlemenin aynı mevzuat kapsamındaki milletvekillerinin, Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin, Yargıtay meslek mensuplarının Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilişkili eşleri ile Danıştay meslek mensuplarının aynı durumdaki eşleri arasında hak sahibi olma bakımından da eşitsizlik yarattığı, dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği iddia edilmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Dava konusu düzenlemenin Kanun ve Yönetmeliğin ilgili hükümlerine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından düzenlenen "Tedavi Yardımı Bildirimi" isimli beyannameye göre düzenlendiği, gerek Kanun gerekse de Yönetmelikte eş için de bakmakla yükümlülük esasının belirlendiği ve bakmakla yükümlülüğe ilişkin olarak, genel mevzuat hükümleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamalarının esas alınacağının düzenlendiği, davacının eşinin Bağkur'dan emekli olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun gereğince bakmakla yükümlü olunan kişi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, Danıştay meslek mensupları ile emeklileri ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık hizmetlerinden faydalanmasına ilişkin, 24/12/2017 tarihli, 30280 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesi ile 2575 sayılı Danıştay Kanununun 64. maddesine eklenen fıkra uyarınca istenen "Tedavi Yardımı Bildirimi"nin 1. maddesinde yer alan "(5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 60. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile 7. ve 8. fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmış olduğunu)" şeklindeki parantez içi kuralın ve davacının bakmakla yükümlü olduğu eşinin sağlık giderlerinin Danıştay bütçesinden karşılanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 02/04/2018 günlü, E.25/1843 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanununun Başkan, Başsavcı ve Üyelerin Aylıkları ve Ödenekleri ile Diğer Mali Hakları başlıklı 64. maddesine 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesiyle eklenen fıkrada: “Danıştay Başkanı, Danıştay Başsavcısı, Başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile bunların emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık giderlerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üyelerinin tâbi oldukları hükümler ve esaslar çerçevesinde Danıştay bütçesinden ödenir.” kuralı yer almaktadır.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede atıf yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üyelerinin tâbi oldukları hükümler ve esaslarına ilişkin düzenleme olan 3671 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunun 4. maddesinde; “Milletvekillerinin, Yasama Organı Üyeliği ile açıktan atandığı Bakanlık görevi sona erenlerin ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin; ölenlerin aylık veya 5 inci madde gereğince tazminat alan veya müstahak olup da, bu tazminatı 5 inci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlar sebebiyle alamayan dul ve yetimlerinin tedavileri Türkiye Büyük Millet Meclisince sağlanır.” kuralı bulunmaktadır.
3671 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan ve uygulamayı gösteren 02/05/2012 tarihli, 28280 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine, Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Tedavi ve yol giderlerinden yararlanacak olanlar başlıklı 5. maddesinde ise:
"(1) Bu Yönetmelikte sağlanan tedavi ve yol giderlerinden;
a) Milletvekilleri, Yasama Organı üyeliği ile açıktan atandığı bakanlık görevi sona erenler,
b) (a) bendinde sayılanların, bakmakla yükümlü oldukları eşleri, ana ve babaları,
c) (a) bendinde sayılanların, bakmakla yükümlü oldukları çocuklarından;
1) Yirmi beş yaşını doldurmayan ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile ilişiği bulunmayan, evli olmayan kız ve erkek çocukları,
2) Yirmi beş yaşını doldurmakla birlikte SGK ile ilişiği bulunmayan ve evli olmayan kız çocukları,
3) Yaşına bakılmaksızın SGK’dan sağlık yardımı almayan ve sağlık kurulu raporu ile çalışma gücünün en az yüzde altmışını yitirdiği tespit edilen malul ve evli olmayan erkek çocukları,
ç) Milletvekili iken ölenler ile Yasama Organı üyeliği veya açıktan atandığı bakanlık görevi sona erenlerden ölenlerin hak sahibi dul ve yetimleri, beyanları esas alınarak yararlandırılırlar.
(2) Üvey ana, baba ve çocuklar hiçbir şekilde tedavi yardımından yararlanamaz.” kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan ikincil düzenlemenin 4. maddesinde bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri tanımına yer verilmemiş, ancak 5 maddesinde tedavi giderinden yararlanacak olan kişiler gösterilmiş ve bakmakla yükümlü oldukları eşleri, ana ve babaları, belirli yaş ve şartlar altında çocukları aile fertleri arasında sayılmıştır.
Özel kural niteliği taşıyan 2575 sayılı Kanunun 64. maddesinin 2. fıkrası, 3671 sayılı Kanun ile içeriği aktarılan yönetmelikle özel olarak düzenlemeye konu edilmeyen “bakmakla yükümlü olma” kavramının genel ve çerçeve kurallar içeren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda aranması gerekmektedir.
5510 sayılı Kanun; sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemeyi amaçlayan ve sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve tüzel kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları kapsayan, sağlık güvencesi açısından genel kanun niteliği taşımaktadır. Tedavi giderlerinin karşılanması yönünden özel düzenlemelerin bulunmaması halinde genel hükümler uygulanacaktır.
5510 sayılı Kanunun 3. maddesinin 5754 sayılı Kanun ile değişik 10. fıkrasında: “Bakmakla yükümlü olduğu kişi: 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkraları ile onikinci fıkrasındaki askeri öğrenci adayları ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrenci adayları dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan; a) Eşini, b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını, c) Geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını” ifade ettiği belirtilmiştir.
Uyuşmazlığa konu olayda; sağlık giderlerinin karşılanması yönünden özel düzenleme olan 2575 sayılı Kanunun 64. maddesinin 2. fıkrası, 3671 sayılı Kanun ile bu kanunun uygulanmasına dair yönetmelikte “bakmakla yükümlü olma”ya ilişkin olarak hüküm bulunmaması nedeniyle "Tedavi Yardımı Bildirimi"nin 1. maddesinde yer alan ve 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre getirilen "(5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 60. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile 7. ve 8. fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmış olduğunu)" şeklindeki parantez içi dava konusu kuralda hukuka aykırı bir yön olmadığı gibi davacının Bağ-Kur emeklisi olan eşinin hak sahibi olarak kabul edilip sağlık harcamalarının Danıştay bütçesinden karşılanmasına da söz konusu düzenlemeler nedeniyle hukuken olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Üye …'un dava konusu düzenlemenin ülke çapında uygulanacak genel düzenleyici işlem niteliğinde ve 2577 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesi kapsamında bulunmadığından, uyuşmazlığın ilk derece Danıştay'ın görevinde olmadığına ilişkin görev itirazı yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; Danıştay meslek mensupları ile emeklileri ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık hizmetlerinden faydalanmasına ilişkin, 24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 32. maddesi ile 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 64. maddesine eklenen hüküm uyarınca istenen "Tedavi Yardımı Bildirimi"nin 1. maddesinde yer alan "(5510 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 60. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile 7. ve 8. fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olduğunu)" şeklindeki parantez içi kuralın ve davacının bakmakla yükümlü olduğu eşinin sağlık giderlerinin Danıştay bütçesinden karşılanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Danıştay Başkanlığının 02/04/2018 tarih ve E.25/1843 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Başkanlığı tarafından, 14/01/2021 tarihinde yapılan duyuru ile, Danıştay Kanunu’nun 64. maddesinin 2. fıkrasının atıfta bulunduğu 3671 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanun’un “Milletvekilleri ile Yasama Organı Eski Üyelerinin Sosyal Hakları” başlıklı 4. maddesine dayanılarak TBMM Başkanlık Divanı Kararı ile kabul edilen, Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine, Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelikte belirlenen hak sahiplerince doldurulması gereken “Tedavi Yardım Bildirimi” formunda TBMM Başkanlık Divanınca değişiklik yapıldığı, TBMM Başkanlık Divanınca gerçekleştirilen bu değişiklik dikkate alınarak Danıştay “Tedavi Yardım Bildirimi” formunun güncellendiği duyurulmuş ve yeni “Tedavi Yardım Bildirimi” formu yayımlanmıştır.
"Tedavi Yardımı Bildirimi" formunda yapılan değişiklikten sonra davacı vekilince verilen ve 25/01/2021 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına giren dilekçede; anılan duyuru ekindeki formun doldurularak davacı tarafından 17/01/2021 tarihinde yapılan başvurunun Danıştay Başkanlığınca kabul edildiği ve eşine hak sahipliği tanındığı, bu nedenle bakılan davanın konusuz kaldığı beyan edilmiştir.
Bu durumda; konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2. Davalı idare tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmiş olması nedeniyle kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen … TL vekalet ücretinin ve aşağıda dökümü yapılan toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
4. Bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 17/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.