14. Hukuk Dairesi 2019/1074 E. , 2019/3772 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasında mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu ... İli, ... İlçesi, 13804 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ilk olarak, davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 11.04.2017 tarihli 2015-11231 Esas 2017-2955 Karar sayılı bozma ilamında “..muhdesat oranlaması yapılarak, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi olan davacı paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında tüm paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporu ile belirlenen muhdesat oranından farklı şekilde, hatalı oranlama üzerinden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi arz bedelinin de oranlamaya tabi tutularak hüküm kapsamına alınmış olması da isabetsizdir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle yerinde yeniden keşif yapılması, usulüne uygun olarak muhdesat oranı belirlenmesi ve bu oran gözetilerek infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir..."" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, dava konusu taşınmazdaki paydaşlığın satış yoluyla giderilmesine, satıştan elde edilecek paranın 20.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kıymet yüzdeleri oranında paydaşlara paylaştırılmasına, karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin, 10.09.2018 tarih, 2018/990 Esas, 2018/5291 Karar sayılı ilamında; “Somut olayda; 20.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı ..."ye düşen bedelin doğru hesaplanmadığı oranın hatalı kurulduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda değinilen ilkeler ışığında, muhdesat değeri belirlenerek oran kurulması yalnızca muhdesata isabet eden payın muhdesat sahibi paydaşa ödenmesine geri kalan arsa bedeli bakımından ise payları oranında tüm paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca muhdesata isabet eden bölümün davacıya ödenmesi ile yetinilmesi arsa payının davacıya ödenmemesi ve muhdesatı olmayan hissedarlar için de yüzdelik oran kurulması doğru görülmemiştir.” Denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, mahkemenin 2017/1103 Esas, 2017/1492 Karar sayılı 26.12.2017 tarihli kararında direnilmesine, davanın kabulü ile, dava konusu, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 13804 ada, 2 parsel sayılı taşınmazdaki paydaşlığın satış yoluyla giderilmesine, satışdan elde edilecek paranın 20.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kıymet yüzdeleri oranında paydaşlara paylaştırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Direnme kararı incelenmek üzere, Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş ise de 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 tarihli Kanunla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, incelenmek üzere Dairemize gönderilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Direnme kararının Dairemizce incelenmesi üzerine, yalnızca muhdesata isabet eden bölümün davacıya ödenmesi ile yetinilmesi arsa payının davacıya ödenmemesi ve muhdesatı olmayan hissedarlar için de yüzdelik oran kurulması doğru görülmediği gerekçesiye hükmün bozulmasına karar verilmişse de; hükümde atıf yapılan 20/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda muhdesat ve arz oranlamasının yapıldığı, davacıya muhdesat ve taşınmazdaki hissesinin toplamına denk gelen yüzdelik değerin, davalılara ise taşınmazdaki hisselerine denk gelen yüzdelik değerin doğru olarak belirlendiği görülmektedir. Anılan bilirkişi raporunun hükme ve infaza elverişli olduğu, bozma kararımızın yanılgılı değerlendirmelere dayandığı ve mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: 1- Mahkemece verilen direnme hükmünün yerinde bulunduğu anlaşıldığından Dairemizin mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin 10.09.2018 gün ve 2018/990 Esas, 2018/5391 Karar bozma ilamının KALDIRILMASINA, 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.