(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/4395 E. , 2012/5354 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı; murisinin 126 ada 101 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "... karısı ... ve ... ... kızı ... ..." şeklinde yazılan kimlik bilgilerinin, "..." olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları
(tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı,kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Eldeki davada, tapu kayıt malikleri... ayrı pay sahibidir. Dayanak kayıtlarda ise kayıt malikleri; ... olarak belirtilmiştir. Aynı belgenin iktisap sebebi sütununda ise ... efendinin ölümü ile zevcesi ..."in kaldığı, diğer malikin ise ... efendi torunu ... olduğu yazılıdır. Yukarıda anılan kayıtlar her iki tapu kayıt malikinin iki ayrı kişi olduğu kuşkusunu uyandırmaktadır. Bu belirlemeye göre kayıt malikleri ayrı ayrı incelendiğinde; öncelikle "... karısı ..." yönünden davacının murisi ... ..."ın "..." isimli bir kişi ile resmi evliliği belirlenememekte, dayanak kayıtta yazılı çocuklarının bulunduğu nüfus kayıtlarından tespit edilememektedir. Yine taşınmazda pay sahibi olan "... karısı ..."nın davacının murisi olduğunu gösteren başkaca bir delil de bulunmamaktadır.
Diğer kayıt maliki "... ... kızı ... ..." yönünden ise dayanak kayıtta baba adının "..." olarak belirtilmesi, ... ..."a ait nüfus kayıtlarında baba adının ... ve kızlık soyadının "..." olması nedeni ile davacı murisinin kimlik bilgileri ile anılan tapu malikinin
kimlik bilgileri benzerlik göstermektedir. Ancak mahkemece, tapu kaydında baba ismi yerine dede isminin yazılı olması ve gelen nüfus kayıtlarından davacı murisinin dedelerinden "..." isimli bir kişinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece tanık beyanı ile yetinilerek eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak sınırlandırıldığı halde düzeltmenin baba ismi yerine koca ismi yazılarak yapılması yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.