Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4366
Karar No: 2019/2995
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/4366 Esas 2019/2995 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2018/4366 E.  ,  2019/2995 K.

    "İçtihat Metni"


    İNCELENEN KARARLA
    İLGİLİ BİLGİLER
    Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesi



    Temyiz incelemesi, sanıklar ... ve ... müdafilerinin süresindeki istekleri nedeniyle sanıklar ... ve ... hakkında duruşmalı, diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapılmıştır.
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık ..., sanıklar ......... müdafileri ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1)Sanık ... müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanık müdafii hükmü temyiz etmiş ise de, sanık ...’ın Ceza ve İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 21.11.2017 tarihli dilekçesindeki "…cezayı temyiz etmek istemiyorum, temyiz hakkımdan feragat edip Yargıtay’a gönderilmeden incelenmeksizin onaylanıp müddetname gönderilmesini arz ederim.” şeklindeki beyanının temyizden vazgeçme niteliğinde olduğu, anlaşıldığından sanık ... hakkındaki hükmün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
    2)Sanıklar Cuma ..., ... ve ... Kartal hakkındaki temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    ... sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, temyiz dilekçelerinde;
    Sanık ... ... müdafiilerinin; “duruşma yapılmadan ve dosyadaki eksiklikler tamamlanmadan istinaf başvurusunun reddedildiğini, duruşma taleplerinin dikkate alınmadan, hangi hukuki gerekçeye dayalı olarak duruşmasız bir şekilde yapıldığı açıklanmadan verilen kararın bozulması gerektiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, sanık hakkındaki telefon kayıtlarının dinlenilmesi, teşhis işlemleri ve teknik takiplerde usul ve yasaya aykırılıklar bulunduğunu, hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını, telefon görüşmelerinde suç unsuru bulunmadığını, tape kayıtlarının olay tarihinden geriye doğru giderek en azından 15 günlük olarak alınması gerektiğini, uyuşturucu madde üzerinde sanığın parmak izinin tespit edilemediğini, tanık ...’in ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmediğini, ...’ün mahkemede dinlenmediğini, 7. olayda ise, ... isimli şahsın mahkemede dinlenmediğini, olayın aydınlığa kavuşması açısından mutlaka dinlenmesi gerektiğini, tanıklar ... ve ...’ün duruşma harici hazır edilerek sanığın hazır edilmediği duruşmada dinlenerek savunma hakkının kısıtlandığını, suç ve ceza arasındaki ölçülülük kuralına uyulmadığını, sanığın sadece uyuşturucu madde kullanıcısı olduğunu, somut olayla birebir örtüşmeyen ve maddi bulgularla desteklenmeyen telefon konuşmalarının hükme esas alınamayacağını, zincirleme suç kapsamına girecek bir fiili bulunmadığından cezanın TCK’nın 43. maddesi ile arttırılmasının hukuka aykırı olduğunu”,
    Sanık ... müdafiinin; “ sanığın atılı suçu işlediğini gösterir somut delil bulunmadığını, tanık ...’a ifadesi alınıp serbest bırakıldıktan bir ay sonra teşhis işlemi yaptırıldığını, tanık ...’ın da olaydan yaklaşık bir ay sonra yapılan teşhis sırasında ifade değiştirdiğini, her iki tanığın da mahkeme huzurunda vermiş oldukları beyanlarında uyuşturucu maddeyi sanıktan almadıklarını, emniyet görevlilerinin sadece resim gösterip hangisi Rıdvan diye sorduklarını beyan ettikleri halde yerel mahkemece gerek ilk aşamada gerekse duruşma sırasında verilen ifadeye itibar edilmediğini, tanıkların usulsüz yapılan teşhis aşamasındaki aleyhe beyanlarına itibar edildiğini, sanığın evinde ve üzerinde suç unsuruna rastlanmadığını, iletişimin tespiti tutanaklarında uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair bir görüşmenin bulunmadığını, tanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddenin usule uygun bir arama kararı ile ele geçirilip geçirilmediği hususunun araştırılması gerektiğini, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatına karar verilmesi gerektiğini”,
    Sanık ... müdafiinin; “sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerektiğini, hükmedilen ceza miktarının fazla olduğunu, asgari hadden uzaklaşılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu” ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmeleri karşısında, temyiz istemlerinin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükümlerin hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
    Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere yönelik “düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine” ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz isteklerinin CMK’nın 302/1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, hükmolunan ceza süresine göre sanıklar hakkındaki salıverilme istemlerinin reddine,
    3)Sanık ...’nun temyiz isteminin ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının, sanık ... hakkındaki beraat kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Dosyanın incelenmesinde; sanık ...’un Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince 8 yıl 4 ay hapis ve 500TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini takiben Cumhuriyet savcısının aleyhe istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesince sanık ...’ un 12 yıl 6 ay hapis ve 100TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın Ceza ve İnfaz Kurumu aracılığıyla gönderdiği 22.03.2018 tarihli dilekçesinde “1.Ağır Ceza mahkemesinden almış olduğum 8 yıl 4 ay cezamın onanıp müddetnamenin tarafıma gönderilmesini arz ederim.” şeklinde beyanda bulunduğu,ancak 06.04.2018, 13.04.2018 ve sonraki tarihlerde gönderdiği dilekçelerinde “8 yıl 4 ay cezamın onaylanması için dilekçe gönderdim, ancak cezam 12 yıl 6 aya yükseldi” şeklindeki beyanları dikkate alındığında temyiz hakkından feragat etmiş sayılamayacağı anlaşıldığından sanığın temyiz istemi yönünden de inceleme yapılmıştır.
    ... sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak,
    Sanığın temyiz dilekçesinde; “uyuşturucu madde kullanıcısı olduğunu, ... ve ...’in kendisine iftira attıklarını, sanık ...’tan kullanmak için uyuşturucu madde satın almak isterken yakalandığını, polisleri görünce ...’un elindeki uyuşturucu maddeleri alıp kaçtığını ve sonrasında uyuşturucu maddelerle yakalandığını, 8 yıl 4 ay hapis cezasının istinaf mahkemesince 12 yıl 6 aya çıkarıldığını ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararının hukuka aykırı olduğunu”
    Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının; “Dosya tanığı ..."ın aşamalardaki istikrarlı beyanlarında sanıktan uyuşturucu madde satın aldığını beyan ettiğini, tanığın 21.11.2016 tarihinde müdafii huzurunda emniyette verdiği ifadesinde sanıktan en son 20.11.2016 tarihinde uyuşturucu madde satın aldığını beyan ettiğini, tanığın aldığı bu uyuşturucu maddenin etkisiyle rahatsızlanarak 20.11.2016 tarihinde saat 22.40 sıralarında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi acil servisine yakını tarafından götürüldüğünü ve 21.11.2016 tarihinde saat 05.00 sıralarında alınan idrar tahlilinde uyuşturucu madde kullandığının sabit olduğunu, 03.12.2016 tarihli teşhis tutanağı içeriğine göre, tanık ..."ın sanığı sekiz kişi arasından kesin olarak teşhis ettiğini, sanığın tanık ..."a uyuşturucu madde sattığının sabit olduğunu, ilk derece mahkemesinin kabulünün de bu doğrultuda olup yanılgı sonucu sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanmadığını, tanık ..."ın sanıktan aldığı uyuşturucu maddenin metamfetamin olduğunu beyan etmesine rağmen tahlil sonuçlarında idrarında amfetamin maddesi çıkmasının sonuca etkili olmadığını, her iki maddenin de fenetilamin grubundaki benzer nitelikte uyuşturucu madde olup tanıktan adlarını ayrı ayrı bilmesinin beklenemeyeceğini, sanığın üst aramasında metamfetamin maddesi içerir uyuşturucu maddenin de ele geçmiş olduğunu,tüm dosya kapsamından sanığın 20.11.2016 tarihinde tanık ..."a uyuşturucu madde satma ve yakalandığı tarih olan 03.12.2016 tarihinde de ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma eylemlerini işlediği sabit olduğundan; eylemlerine uyan TCK"nın 188/3, 4. a, 43/1, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, sübut bulan 20.11.2016 tarihli eylemine ilişkin delillerin takdirindeki yanılgı sonucu CMK"nın 223/2.e maddesi uyarınca verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu” belirtmeleri karşısında temyiz istemlerinin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükümlerin hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
    Tüm dosya kapsamına göre, sanık ...’un, tanık ...’e uyuşturucu madde verdiğine ilişkin savunmasının aksine mahkûmiyetine yeterli, şüpheden uzak ve somut delil elde edilemediği anlaşıldığından mahkemenin sanık hakkında TCK’nın 43. maddesini uygulamaması yerinde ise de; sanık hakkında 20.11.2016 tarihinden önceki bir tarihte ve 03.12.2016 tarihinde zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği iddia edilerek ... sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3-4 ve 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; mahkemece belirlenen suç tarihleri arasında herhangi bir hukuki kesintinin tespit edilmemesi karşısında eylemin tek olduğu gözetilmeden, mahkumiyet kararı verildiği halde sanığın aynı eylemi nedeniyle ayrıca beraat kararı da verilerek ... sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225. maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 20.12.2017 tarihli, 2017/1693 esas ve 2017/1320 karar sayılı kararının ... sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik CMK’nın 304/2. fıkrası uyarınca dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 15.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    TEFHİM TUTANAĞI: 15.05.2019 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ......"un katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Av. ... ile sanık ... müdafiileri Av. ... ve Av...."ın yokluklarında, 16.05.2019 tarihinde, açık olarak okundu.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi