Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin mirasbırakanına ait olan ve davalı tarafından kasko sigorta sözleşmesi ile sigortalanan aracın, 12.02.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda ağır derecede hasar görerek pert olduğunu, aracın sürücüsü olan C. A.."ın da vefat ettiğini belirterek araç sürücüsünün C.A.. olduğunun tespitine ve aracın kasko bedeli olan 24.000,00 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne, araç sürücüsünün C. A.. olduğunun tespiti ile 24.000,00 TL tazminata karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2. maddesi gereği, onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile taşıtın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere hasar anındaki sigorta değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Somut uyuşmazlıkta; davacılara ait aracın, onarımının ekonomik olmayacağı ve tam hasara uğradığı belirlenmiştir. Mahkemece de tam hasar bedeline karar verilmiş ve “karar kesinleştiğinde aracın yüksüz olarak davalı sigorta şirketi adına tesciline” biçiminde hüküm kurulmuştur. Ne var ki dosya içinde bulunan bilgi, belge ve Sosyal Güvenlik Kurumu yazısından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara ait aracın kaydının üzerine haciz şerhi konulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, aracın kaydı üzerinde bulunan bu haczin kaldırılıp kaldırılmadığı, halen devam edip etmediği de belli değildir. Davacılara ait aracın kaydı üzerindeki haczin devam etmesi halinde aracın davalıya hukuken teslimi mümkün olamayacağından, haciz kayıtları araştırılarak, aracın kaydında halen geçerli haciz olması halinde aracın ikinci el piyasa değerinden sovtaj değeri düşülerek bakiye miktara hükmedilmesi gerekirken, bu konu araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 3.7.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.