1. Ceza Dairesi 2019/3379 E. , 2019/5227 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca beraat.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... hakkında maktul bebek Akgül"ü nitelikli öldürme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ..."ün 05/01/2009 tarihinde doğan ve nüfusa kayıtlı olmayan maktul bebeğin babası olduğu, 18/01/2009 tarihinde annesi olan katılan ... ve sanık ... tarafından hastane acil servisine eks olarak getirilen bebeğin yapılan otopsisi sonucunda, baş paryetal solda her kolu 3 cm olan ""V"" harfi şeklinde basmakla hareket eden ekimozlu, ayrıklı kırık tespit edildiği, bebeğin ölümünün beyin kanaması sonucu meydana geldiğinin bildirildiği, olay sonrasında alınan katılan ve sanığın beyanlarında bebeğin mama verildikten sonra birden bire nefesinin kesildiği şeklindeki ifadelerinin hayatın olağan akışına ve otopsi bulgularına uygun olmadığı, olaydan uzun süre geçtikten sonra katılan ... tarafından sanık aleyhine açılan boşanma davasının 02/10/2012 tarihli celsesinde alınan katılanın ifadesinde, sanık ..."ün suç tarihinde bebeğin ağlamasına sinirlenerek bebeği tutup yere vurduğunu, bu şekilde bebeğin sanık tarafından öldürüldüğünü beyan ettiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 09/04/2014 tarihli raporunda da bebeğin ölümünün "" künt kafa travmasına bağlı kafa tası kırığı ile birlikte beyin kanaması"" sonucu meydana geldiğinin bildirilmiş olması karşısında katılanın beyanının doğrulandığı, tüm bu hususlar nazara alındığında sanık ..."in maktul bebeği nitelikli kasten öldürme suçunu işlediği sabit olduğundan, sübut bulan suçtan mahkumiyeti yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 27.11.2019 gününde ..."in beraat düşüncesi ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Maktule bebek Nesrin"in doğumundan yaklaşık 10 gün kadar sonra 18.01.2009"da anne ve sanık baba tarafından hastane acil servisine getirildiği, yapılan tüm müdahalelere rağmen öldüğü ve yapılan otopsi, alınan tıbbi raporlardan kafasında (V) harfi şeklinde kırık olduğu ve beyin kanaması nedeniyle öldüğü, bebeğin annesi kollukta 18.01.2009 tarihinde verdiği ifadesinde bebeğe mama verip uyuttuğunu nefes almadığını anlayınca kocasıyla hasteneye getirdiğini söylemiş, sanıklar hakkında yapılan soruşturma sonucu takipsizlik kararı verilmiştir.
Dosya kapsamına göre tarafların Tarık isminde sağır ve dilsiz yaklaşık 4 yaşlarındaki bir çocukları da katılan anne Menevşe ile birlikte anneannesinin evine misafirliğe gittiğinde evlerine yakın bir yerde 08.12.2011"de ölü bulunmuştur. (Sanık baba o sırada katılan ve Tarık"la aynı yerde değildir.)
Eşler arasında 15.03.2012 tarihinde geçimsizlik nedeniyle katılan ... tarafından açılan boşanma davasının duruşmasında (02.10.2013 tarihli 3. celsede) katılan ... ilk çocukları Nesrin"in çok ağlaması nedeniyle davalı-sanık eşi olan Kerim"in çocuğu yere fırlattığını çocuğun o anda öldüğünü ancak kendisini de tehdit ettiği için bunu kimseye söyleyemediğini anlatmış ve sanık hakkında kamu davası açılmış, ancak yerel mahkemece delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiştir.
Maktule ..."in beyin kanaması sonucu öldüğü sabit olup bu husus tartışmasızdır.
Boşanma davası açan katılan ... duruşmada yaklaşık 3 yıl önce ölen çocuğunun babası tarafından öldürüldüğünü söylemiş ancak bu beyana taraflar arasındaki boşanma davası ve husumet olduğu gerekçesi ile yerel mahkemece itibar edilmemiştir.
Bir an için duruşmada maktulün ölümünün anne tarafından gerçekleştirildiğini boşanma dosyasında sanığımız söylese idi bu durumda katılan anne Menevşe"ye de sadece bu beyan delili ile ceza verilip verilemeyeceği dikkate alınmaksızın (şayet baba boşanma sırasında çocuğu anne öldürdü deseydi sadece bu beyan ile anneye de ceza verilemezdi) kadının beyanına niçin üstünlük tanındığı (daha önce yalan söylediği sabit), ölen çocuktan anne ve baba sorumlu ise (maktulenin kafatasında kırık vardır) bundan bu durumu gizleyen ikisinin de sorumluluğu gerekeceği halde sadece babanın sorumlu tutulmasının olayın oluşuna uygun olmadığı, ölümden babanın sorumluluğuna dair annenin beyanının tek başına delil sayılamayacağını düşündüğümden mevcut dosyada sanığın delil yetersizliğinden beraati yerine cezalandırılması gerektiğine dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum.