17. Hukuk Dairesi 2016/2593 E. , 2019/1190 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.02.2019 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından "Maksimum Ticari Kasko Poliçesi" ile sigortalanan servis aracının çalındığını, davalıya yapılan başvurunun reddedildiğini, çalınan kaskolu aracın daha sonra hasar görmüş biçimde bulunduğunu ve icradan 16.500,00 TL"ye satıldığını, sigortalı aracın hırsızlık tarihindeki rayiç bedelinin 65.000,00 TL. olduğunu ve aradaki fark kadar davacının zarara uğradığını, ayrıca okul servis taşımacılığını yapamayışı nedeniyle mahrum kalınan kazanca ilişkin zarardan da davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL. tazminatın olay tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu edilen hırsızlık olayından sonraki 2 yıl içinde dava açılmadığından alacağın zamanaşımına uğradığını, hırsızlık iddiası bulunmakla birlikte yaptıkları araştırmada olayın şüpheli olduğunu saptadıklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla çalındığı iddia edilen araç sonradan bulunduğu için ancak araçta oluşan hasar bedelinden sorumlu tutulabileceklerini, kazanç kaybının teminat dışı olduğunu, temerrüde düşmediklerinden faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu edilen hırsızlık olayının gerçekleştiği tarihin 18.12.2009 olduğu; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1420. maddesi ve KSGŞ"nın C.9. maddesi gereği, kasko sigorta poliçesine dayalı alacağın 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu; dava tarihinin 11.11.2014 olduğu ve davalı tarafın zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın hırsızlık rizikosunu da kapsar şekilde davalı tarafından sigortalandığı; poliçe vadesi içinde 18.12.2009 tarihinde sigortalı aracın çalındığı ve davacının bu hususta Denizli C. Başsavcılığı"na şikayette bulunduğu; davalı sigortacının, hırsızlık olayının şüpheli görüldüğü gerekçesiyle zararı ödemediği; talebin davalı tarafından reddi üzerine davacı tarafın, Hazine Müsteşarlığı"na davalı hakkında şikayette bulunduğu; Hazine Müsteşarlığı tarafından davalı ... şirketine yazılan yazıya, davalı ... tarafından 26.03.2010 tarihinde "eksper incelemesinde olumsuz görüş bildirildiği için hasar bedelini ödemedikleri; ancak, şirketlerinin hasar komitesi tarafından hasarın ödenmesi kararının alındığı, tazminat ödemesine ilişkin evrakların tamamlanmasının davacıdan istendiği ve evrakların tamamlanmasından sonra ödemenin yapılacağı" şeklinde cevap verildiği görülmektedir. Ancak, anılan cevabi yazıda belirtilen eksik evrak tamamlanması konusunda yapılmış işleme dair herhangi bir belge, davalı tarafça dosyaya sunulmadığı gibi; davacıya tazminat ödemesi de yapılmamış; davacının hasarın ödenmesi için dava açması üzerine, davalı tarafından alacağın zamanaşımına uğradığı savunmasında bulunulmuş ve davalı savunması mahkeme tarafından da kabul edilip davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinin tanzim tarihi ve hırsızlık rizikosunun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nun 1299, 1292 ve 1268. maddeleri uyarınca, sigorta alacakları 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yine, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 818 sayılı BK"nun 133/1. maddesinde, borçlunun borcunu ikrar etmesi, zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmıştır. Aynı Kanun"un 135. maddesinde ise, zamanaşımının kesilmesi halinde, kesilmeden itibaren yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı ve borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir hükümle sabit olmuş ise yeni sürenin daima 10 yıl olacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasında imzalı kasko sigorta poliçesinde, sigorta kapsamına alınan rizikolar ile bu rizikolar için verilen teminat bedellerinin belirli olduğu; hırsızlık rizikosu da dahil olmak üzere 57.100,00 TL. sigorta bedeli kararlaştırıldığı; riziko gerçekleştiği için davalı sigortacının sorumlu olacağı miktarın belli olduğu açıktır. Davalı ... Hasar Komitesi"nin 15.03.2010 tarihli kararı ile davacının tazminat talebi yönünden ödeme yapılması kabul edilmiştir. Anılan bu belge ile sigorta poliçesiyle miktarı belirlenmiş olan hırsızlık rizikosuna ilişkin bedelin davacıya ödenmesi üstlenilmiş (ikrar edilmiş) olduğundan, BK"nun 133/1. maddesi gereği, borcun ikrarı nedeniyle belgenin düzenlendiği tarih (15.03.2010) itirabiyle zamanaşımı kesilmiş ve yeni on yıllık süre işlemeye başlamış olup, dava tarihi itibariyle yeni işlemeye başlayan 10 yıllık zamanaşımı süresi de dolmamıştır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; davalı ... şirketinin M.K. 2. maddesine göre iyi niyetli davranış içinde olmadığı sigortalıyı oyaladığı ayrıca davalı ... şirketinin M.K. 2. maddesi hükmüne göre iyi niyetli davranış içinde olmadığı, sigortalıyı oyaladığı ayrıca davalının ikrarı nedeniyle zamanaşımının kesildiği ve yeniden işlemeye başlayan 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığı gözetilerek, davalının zamanaşımı def"inin reddi ile davacı tarafın zarar talebi için inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.