Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/15314 Esas 2010/28312 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/15314
Karar No: 2010/28312
Karar Tarihi: 30.11.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/15314 Esas 2010/28312 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/15314 E.  ,  2010/28312 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/04/2010
    NUMARASI : 2010/162-2010/319

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklının takibine dayanak yaptığı Denizli 3.Aile Mahkemesinin kesinleşen 24.3.2008 tarih, 2007/327 Esas-2008/195 Karar sayılı kararı gereğince, takip alacaklısı için 7.2.2008 tarihli celsede taktir edilen aylık 250.00 YTL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar tahsiline devam olunmasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarda yoksulluk nafakasına  hükmedildiği anlaşılmaktadır. İlamlı icra yolu ile başlatılan takipte borçlu bir takım ödemelerde bulunduğunu belirterek takibe itiraz etmiştir. Yargılama aşamasında, mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yapılarak, ödeme belgelerinde "nafakaya ilişkindir" kaydını taşımayanlar nazara alınmayarak yazılı şekilde sonuca gidildiği görülmektedir. Ancak Dairemizce oluşturulan yeni içtihat gereğince borçlunun, somut olayda da gözlendiği gibi birbirini takip eden tarihlerde, bir takım ödemeler yaptığı ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabulü gerekmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin, bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olmaktadır. Kaldı ki, zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibariyle temelde ahlaki bir ödemedir.
    Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin (açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece), nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceğinden, gerektiğinde bilirkişiden de rapor alınarak oluşacak duruma göre bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. 
    SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.