15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1879 Karar No: 2017/3474 Karar Tarihi: 17.10.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/1879 Esas 2017/3474 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağı ile ilgili bir dava hakkında karar vermiştir. Davacı, asıl alacak üzerinden 9.895 TL kazanmış ancak işlemiş faiz olan kısımda davanın reddine hükmedilmişti. Davacı, bu kısımdaki kararı temyiz etmiştir. Mahkeme, TBK 131. (BK 113.) maddesi uyarınca, asıl borcun ifasını takiben işlemiş faiz ve ceza koşullarının da sona erdiğini belirtmiştir. Ancak, eğer faiz ve ceza koşulu sözleşme ile ya da ifa anına kadar bildirim ile saklı tutulmuşsa, hüküm gereği bu unsurların istenebileceği ifade edilmiştir. Mahkeme, davacının asıl alacağını bu davada talep ettiğine dikkat çekerek, ilk davada istenmeyen kısım için faiz talep etme hakkının korunduğuna karar vermiştir. Bu nedenle, işlemiş temerrüt faizinin hesaplanıp hüküm altına alınmasının gerektiği, yazılı şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu sonucuna varılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri TBK 131. (BK 113.), TBK 117 - BK 101 olarak belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi 2016/1879 E. , 2017/3474 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağı ile ilk davada istenmeyip eldeki dava tarihine kadar olan 15.782,00 TL"nin tahsiline ilişkin olup, mahkemece 9.895,00 TL asıl alacak üzerinden kabulüne, işlemiş faiz olan kısım yönünden davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TBK 131. (BK 113.) maddeye göre; asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir. Bu hükmün de sonucu olarak istenme hakkı yitirilmemiş ise işlemiş temerrüt faizinin ayrı bir dava ile talep edilmesi mümkündür. Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (TBK 117 - BK 101). Temerrüt ihtarı veya kesin vade yoksa dava veya takip tarihinde temerrüt gerçekleşir. Kısmi dava açılmış ise dava tarihinde ancak dava açılan miktar için temerrüt gerçekleşir. Kısmi davaya konu olmayan miktar için dava açılmakla temerrüt gerçekleşmeyeceği gibi temerrüt faizi de işlemeye başlamaz. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; bu dosyadaki dava tarihinde davacı asıl alacağını tahsil etmiş olmayıp üstelik bir kısmını da bu davada talep etmiştir. Bu nedenle ilk davada istenen asıl alacak miktarı için temerrüt faizi talep etme hakkı yitirilmemiştir. Bu durumda ilk davada istenen alacak için temerrüt tarihinin o dava tarihinde gerçekleştiği gözetilerek ilk dava tarihinden bu dava tarihine kadar işlemiş temerrüt faizinin hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.