9. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/3941 Karar No: 2014/7754
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/3941 Esas 2014/7754 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2012/3941 E. , 2014/7754 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. İŞ MAHKEMESİ (KARTAL 3. İŞ) TARİHİ : 22/12/2011 NUMARASI : 2010/312-2011/939
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili; müvekkilinin, 20/09/2000-01/03/2010 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştığını, sözleşmesinin davalı tarafından bildirim öneli verilmeksizin, tazminatsız ve haksız olarak feshedildiğini, hak edilen işçilik alacaklarının ödenmediğini ve sigorta primlerinin eksik yatırıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili; davacının, iş akdinin devamsızlığı nedeni feshedildiğini, fazla mesai yapmadığını ve yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ç)Temyiz: Karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. D)Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı, fazla mesai yaptığını ileri sürerek alacak talebinde bulunmuş; davalı ise davacının fazla mesai yapmadığını savunmuştur. Mahkemece, davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve alacak hüküm altına alınmıştır. Davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında davacının, davalı nezdindeki tüm hizmet süresine tanıklık etmedikleri ortadadır. Davacı tanığı Sedat Yavaş, 2005 yılında davalıya ait iş yerinde çalışmaya başladığını ve 2006 yılının Aralık ayına kadar çalıştığını beyan etmiş olup diğer davacı tanığı Şenol Fındık ise 2009 yılında 3 ay kadar (davalı savunmasına göre 12 gün) davalıya ait iş yerinde çalıştığını bildirmiştir. Davacının uzun süreli çalışması gözetildiğinde bu tanıkların beyanına sadece davacı ile birlikte çalıştıkları dönem için itibar edilmesi gerektiği gözetilmemiştir. Mahkemece, bu tanıkların davalı iş yerinde davacı ile birlikte çalıştıkları dönemler tespit edilerek, davacının fazla çalışma yaptığı yönündeki iddiasını sadece bu dönemler için ispatladığı gözetilmeksizin tüm hizmet süresi için tanık beyanları esas alınarak sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Açıklanan sebepler ile temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesin, 11/03/2014 günü oybirliği ile karar verildi.