15. Hukuk Dairesi 2017/2253 E. , 2017/3472 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, ihbar olunan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasındaki davadan dolayı ... 10. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 31.05.2016 (Ek karar: 01.12.2016) gün ve 2015/16-2016/14 sayılı hükmü onayan Dairemizin 02.03.2017 gün ve 2017/441-918 sayılı ilâmı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, davalının 14.07.2015 tarihli yazısı ile ödenmesini istediği proje maliyeti ve brüt geliri ödeme muhatabının davacı olmayıp, dava dışı EGO Genel Müdürlüğü olması ve 15.06.2015 gün, 2015/7759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı"nın Anayasa"ya aykırı olması sebebiyle istenen alacaktan davacı ... Belediye Başkanlığı"nın davalıya borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare edilen Daireler ve Belediyeler ile Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilâfların Tahkim Yolu ile Halli Hakkındaki Kanun uyarınca, ... kıdemli Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi tarafından, ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 31.05.2016 gün, 2015/16 Hakem Esas, 2016/14 Hakem Karar sayılı dosyası üzerinde yürütülen mecburi tahkim yargılaması sonucunda, davanın kabulü ile 14.07.2015 gün 22421 sayılı yazıya göre davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 10.10.2016 gün 2016/4556 Esas 2016/4212 Karar sayılı ilâmı ile 3533 sayılı Yasa"nın 6. maddesi uyarınca söz konusu Kanun"a göre verilen kararların temyizi kabil olmayıp, aynı mahkemeye itiraz olunabileceği, itiraz üzerine verilen kararlar da kesin olduğundan, dilekçenin temyiz istemi olarak değerlendirilip incelenmesinin mümkün olmadığı, temyiz dilekçesi itiraz dilekçesi niteliğinde kabul edilerek, mahkemesine karar verilmesi, bu nedenle dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerektiğinden bahisle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ve mahkeme kararına karşı itirazın mahkemesince değerlendirilmesi için, dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiş, kıdemli Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi olarak 3533 sayılı Yasa uyarınca "Hakem" sıfatıyla davaya bakmakla yetkili ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi, 14.11.2016 gün 2015/16 Hakem Esas 2016/14 Hakem Karar sayılı kararıyla, davalının itirazının reddine, 3533 sayılı Yasa"nın 6/10. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu kesin olarak karar vermiştir.
Bu kez davalı vekili 01.12.2016 tarihli dilekçesiyle temyiz isteminin reddine ve dosyanın geri çevrilmesine karar veren Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 10.10.2016 gün
2016/4556 Esas 2016/4212 Karar sayılı ilâmının kaldırılarak Hakem kararının görev nedeniyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin bu talebi üzerine "Hakem" sıfatıyla davaya bakmakla görevli ... kıdemli Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi, aynı tarihli ek kararla, 3533 sayılı Yasa"nın 6. maddesi uyarınca, itiraz üzerine verilen kararlar kesin olduğundan, karar düzeltme talebinin reddine karar vermiştir.
Davalı vekili "Hakem" sıfatıyla davaya bakan kıdemli Asliye Hukuk hakimi verdiği 01.12.2016 tarihli karar düzeltme talebin reddine ilişkin ek kararı temyiz etmiş, Dairemizin 02.03.2017 gün, 2017/441 Esas 2017/918 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, hakemin verdiği ek karar onanmıştır. Davalı, Dairemizce verilen ek kararın onanmasına ilişkin ilâma karşı karar düzeltme talebinde bulunmaktadır.
Öncelikle 25.08.2017 gün, 30165 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanıp yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname"nin 17. maddesi ile 3533 sayılı Kanun"un 6. maddesi "2. madde kapsamında verilen kararlara karşı, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun ilgili hükümleri uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulabilir" şeklinde değiştirilmiş ise de; anılan kanun hükmünde kararnamenin geçici 4. maddesinde, 6. maddede yapılan değişiklik hükümleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle itiraz aşaması tamamlanmamış olanlar dahil olmak üzere, hakemde görülmekte olan davalarda da uygulanır, denilmek suretiyle yapılan değişikliğin uygulama tarihi belirlenmiş olup, 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin yürürlüğe girdiği 25.08.2017 tarihinden önce verilen hakem kararı ve yargılamasında 01.12.2016 tarihinde itiraz aşaması da tamamlanmış olduğundan, 3533 sayılı Yasa"ya göre verilen hakem kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceğine dair değişik 6. madde hükmünün somut olayda uygulanmayacağı kabul edilmiştir.
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri miktar itibariyle kesin olan kararlar ya da temyiz edilemeyecek kararlara karşı temyiz isteminde bulunulması halinde 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleşterme Kararı uyarınca mahkemelerce de temyiz isteminin reddine karar verilebilir ise de, karar düzeltme talebi üzerine, talebin süresinde olup olmadığı, miktar ya da niteliği itibariyle karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağını inceleme ve bunun sonucu olarak, karar düzeltme talebini reddetme konusunda yerel mahkemelerin görevi bulunduğuna dair, usul yasalarında düzenleme bulunmadığı gibi, Yargıtay içtihatlarında da bu yetki ve görevin ilgili Yargıtay Dairesi"ne ait olduğu kabul edilmektedir. Bu haliyle davalı vekilinin hakemin karar düzeltme talebinin reddine dair verdiği 01.12.2016 tarihli ek kararın temyizi üzerine, Dairemizce yerel mahkemenin karar düzeltme talebi üzerine kesinlik, süre veya nitelik itibariyle karar düzeltme talebini incelemeye yetkili olmadığı gerekçesiyle, söz konusu ek kararın kaldırılarak, davalı vekilinin Dairemizin 10.10.2016 tarih, 2016/4556 Esas 2016/4212 Karar sayılı temyiz isteminin reddine ve mahkeme kararına karşı itirazın, mahkemesince değerlendirilemsi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi kararına karşı yaptığı ve karar düzeltme dilekçesi olarak nitelendirdiği dilekçesindeki taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, ek kararın onandığı, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı vekilinin talebi kabul edilip, Dairemizin 02.03.2017 gün 2017/441 Esas 2017/918 Karar sayılı onama ilâmı ile ... 14. Asliye Hukuk
Mahkemesi"nin 2015/16 Esas 2016/14 Karar Hakem dosyası üzerinden verilen 01.12.2016 tarihli davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilerek, davalının 01.12.2016 tarihli Dairemizin 10.10.2016 gün 2016/4556 Esas 2016/4212 Karar sayılı ilâmına karşı yaptığı ve karar düzeltme olarak adlandırdığı dilekçesindeki taleplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Davacı tarafça, davada, davalı idarenin 14.07.2015 gün 22241 sayılı yazısı ile talep ettiği ödemeden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istendiği, Bakanlar Kurulu"nun 15.06.2015 gün, 2015/7759 sayılı kararıyla ilgili iptâl talebi olmadığı, 3533 sayılı Yasa uyarınca davaya bakan ... kıdemli Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi"nin verdiği kararda, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararını geçersiz sayması ya da iptâl etmesi söz konusu olmayıp, sonradan çıkan bir Bakanlar Kurulu kararıyla, daha önceki tarihte imzalanmış bir özel hukuk sözleşmesinin değiştirilemeyeceği gerekçesiyle davanın sonuçlandırıldığı ve menfi tespit talepli Bakanlar Kurulu Kararı"nın iptâlini amaçlamayan bu davanın görülme yeri idari yargı mercileri olmayıp, adli yargı mercileri olduğu ve tarafların sıfatına göre de 3533 sayılı Yasa uyarınca hakem sıfatıyla, kıdemli Asliye Hukuk Mahkemesi hakimince davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılmasının doğru olduğu, hakimin idari yargının görevine giren bir hususta ve kamu düzeninden olan görev sınırlarını aşarak bir karar vermesi söz konusu olmadığı 3533 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca verilen hakem kararlarının temyizi kabil olmayıp dilekçenin verildiği tarihte 694 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile yapılan değişiklik yürürlüğe girmediğinden, aynı mahkemeye itiraz olunabileceği ve itiraz üzerine verilen karar da kesin olduğu ve Dairemizin 10.10.2016 gün 2016/4556 Esas 2016/4212 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyiz isteminin reddinin doğru olduğu sonucuna ulaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesi olarak nitelendirdiği 01.12.2016 tarihli dilekçesindeki taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davalının talebinin kısmen kabulüyle Dairemizin 02.03.2017 gün 2017/441 Esas 2017/918 Karar sayılı, yerel mahkemenin karar düzeltme talebinin reddine dair, 01.12.2016 tarihli ek kararın onanmasına dair ilâmı ile, ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin kıdemli asliye hukuk hakimi olarak hakem sıfatıyla verdiği 01.12.2016 tarihli davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ek kararlarının kaldırılmasına, davalının Dairemizin 10.10.2016 gün 2016/4556 Esas 2016/4212 Karar sayılı davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ve mahkeme kararına karşı itirazın mahkemesince değerlendirilmesine dair kararına karşı yaptığı, karar düzeltme olarak nitelendirdiği dilekçesindeki taleplerinin REDDİNE, ve HUMK’nın 442. maddesi hükmünce 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalıya yükletilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına,
17.10.2017 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.