(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/1529 E. , 2012/5259 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2009 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı hakkında tazminat isteminin kabulüne dair verilen 15.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve duruşmasız temyizi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.04.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davalılar vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise taşınmaz bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.
Davalılardan ... ..., tarafı olmadığından sözleşmeye dayanılarak kendisinden istekte bulunulamayacağını, diğer davalı ... ise imar mevzuatına göre tapu devrinin mümkün olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davada dayanılan 12.12.2000 tarihli sözleşme geçersiz olduğundan ve ifa istenemeyeceğinden davacının mülkiyet aktarımı isteminin reddine, davalı ... ...’ın aleyhine açılan davanın husumet noktasından reddine, bilirkişinin belirlemiş olduğu 46.499,00 TL’nin dava tarihinden geçerli faizi ile birlikte davalı ...’dan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ile davalılar temyiz etmiştir.
1-Davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 12.12.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu davalılardan ...
...’ın 1591/11529 payı üzerine yapılacak 5 katlı binanın 3.katındaki dairelerin satışının vaadine ilişkindir. Satış vaadinde bulunan tapuda malik olan değil, bir üçüncü kişidir. Kayıt maliki olan ... ... 12.12.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığından, kayıt malikinden ifa talebinde bulunulamaz. Ancak;
Tarafları davacı ile davalılardan ... olan 12.12.2000 tarihli sözleşme bir taahhüt işlemi olarak geçerlidir. Bu sözleşmenin ifa edilmemesi sonucu vaat alacaklısı alacağını kısmen veya tamamen elde edememiştir. Dolayısıyla sözleşmenin ademi ifası sebebiyle bir zarara uğradığı açıktır. Borçlar Kanununun 96. maddesindeki “alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur” hükmü uyarınca alacaklının bu zararının sözleşmenin borçlusu tarafından karşılanması gerekir. Yasada öngörülen bu tazminatın nedeni, borçlunun taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü genellikle bir akte dayanır. Onun için buna (akdi tazminat), borçlunun sorumluluğuna da (akdi sorumluluk) denilmektedir. Alacaklının Borçlar Kanununun 96. maddesi hükmüne dayanarak isteyebileceği zararı uygulama ve doktrinde kabul edildiği üzere müspet zararıdır. Müspet zarardan maksat, sözleşme ifa edilerek sonuçlansaydı alacaklının mal varlığının geleceği durum ile bugünkü durumu arasındaki farktır.
Somut olayda bilirkişiler, 12.12.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesinin konusunu teşkil eden bağımsız bölümün dava tarihindeki değerini 220.000,00 TL olarak saptamış, davacı da bu değer üzerinden eksik harcı tamamlamıştır. Mahkemece, davacının müspet zararı olarak bulunan 220.000,00 TL’nin hüküm altına alınması gerekirken sözleşmenin yapıldığı tarihteki bağımsız bölüm değeri olan 46.449,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Karar, açıklanan nedenle davacı yararına bozulmalıdır.
2-Yukarıdaki bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1).bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2). bent uyarınca davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 900,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran taraflara iadesine, 10.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.