5. Hukuk Dairesi 2020/8802 E. , 2021/10300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapuda kayıtlı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleştirilen dava ise TMK"nın 1007. maddesi uyarınca zararın tazminine ilişkin açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı Hazine ile ihbar olunan vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapuda kayıtlı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme sonucu yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleştirilen dava ise TMK"nın 1007. maddesi uyarınca zararın tazminine ilişkin açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak asıl dava yönünden 12.780,00 TL, birleştirilen dava yönünden ise toplam 25.560,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile bir kısım ihbar olunan tarafından temyiz edilmiştir.
İhbar olunanların temyiz hakkı bulunmadığından, temyiz talebinin reddine karar verildikten sonra, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede;
Dosya kapsamından tazminata konu ... parsel sayılı taşınmazın, 1953 yılında yapılan tapulama çalışmasında tarla niteliğiyle ve 35.500 m² yüzölçümü ile dava dışı 3. kişi adına tespit edilmişken, 1960 yılında hükmen gerçek kişiler adına tescil edildiği, davacının taşınmazın 1/25 hissesini, 21/11/2012 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, taşınmazın tapu kaydına 05/03/2013 tarihinde "yüzölçüm hatası vardır" şerhi konulduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi gereğince yüzölçümünün 3.550 m² olarak düzeltilmesine karar verilerek 23/12/2014 tarihli işlemle tapuya işlendiği ve eldeki davanın ise 17/11/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1-) Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Dava konusu taşınmaza değer biçilirken öncelikle arsa mı arazi mi olduğunun belirlenmesi gerekir.
Bilirkişi raporunda dava konusu Ankara İli, Gölbaşı İlçesi, ... Köyü ... parsel sayılı taşınmazın niteliği net olarak belirlenmeden m² birim fiyatı soyut ifadelerle tespit edildiği gibi, % 40 oranında düzenleme ortaklık payı düşürülürken hesap hatası ile fazla bedel tespit eden rapor inandırıcı bulunmamıştır.
Bu durumda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibariyle belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususlarının ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra;
1-a) Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması,
1-b) Dava konusu taşınmazın arazi olduğunun anlaşılması halinde ise; yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra, bulunan bedele varsa taşınmazın değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenerek, sonuca göre hüküm kurulması,
Gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-) Davalı Hazine harçtan muaf olduğu halde, yargılama giderleri arasında aleyhinde harca hükmedilmesi,
3-) Dava konusu taşınmaz tek olup asıl dava ile birleştirilen dava tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, toplam bedel üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ihbar olunandan peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.