17. Hukuk Dairesi 2014/8394 E. , 2014/10354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2012/74-2013/291
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait aracın çarpması sonucu davacı kuruluşa ait demir direk üzerindeki tesiste hasar oluştuğunu, bu nedenle davalı aleyhine başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile 3.617,22 TL asıl alacak, 1.736,86 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait aracın olay tarihinde Mersin"den Osmaniye"ye yakıt taşımakta olduğunu, İstanbul"da olmasının mümkün olmadığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulü ile 3.610,56 TL asıl alacak, 1.311,77 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafın iddiası Hasar Tespit Tutanağına dayanmaktadır. Yargılama sırasında dinlenen davacı kurum çalışanının tutanak içeriğini tekrar eder mahiyetteki beyanı dışında dava konusu hasara davalının aracının sebep olduğuna dair somut bir belge dosyaya ibraz edilmiş değildir. Davalı da savunmasında, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen ... plakalı aracın tutanakta belirtildiği gibi kamyon değil tanker olduğunu ve kaza tarihinde Mersin"den Osmaniye"ye yakıt taşıdığını bildirmiştir.
Bu halde, davacının kurum çalışanı tarafından zarara davalıya ait aracın sebep olduğuna dair tanzim edilen tutanağı destekleyen somut bir delil bulunmamasına ve tanık beyanının da bu nedenle sıhhatli olmamasına göre, iddiasını kanıtlamakla yükümlü olan davacının davasını ispatlayamadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 1.7.2014 günü Başkan Vekili A.Ş.Sertkaya"nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekili 27.1.2012 havale tarihli dilekçesi ile davalıya ait aracın kuruma ait direğe çarpmak suretiyle zarar verildiğini ileri sürüp davalı hakkında yapılan icra talebine itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise iddia edilen, olay günü ve saatinde olay yerinde olmadıklarını zararın kendileri tarafından verilmediğini savunmuş, bir takım delillere dayanmıştır.
Mahkemece, olay yeri tespit tutanağını imzalayan mümzi tanık dinlenmiş, bilirkişi incelemesi sonucu davacının zararı belirlenerek dava kabul edilmiş ve takibindevamı kararı verilmiştir.
Davalı tarafın temyizi üzerine sayın çoğunluk davacının davasını ispat edemediğini davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile yerel mahkeme kararının bozulması yönünde kanaat bildirmiştir.
Aşağıda açıklayacağım gerekçelerle bu görüşe katılmıyorum.
Davaya konu zarar kamuya ait elektrik direğine 15.1.2009 geceleyin saat 22.10"da bir aracın çarpması sonucu meydana gelmiştir. Davacı idareye telefon ile olay ihbar edilmiş ve yetkililerce tutanak tanzim edilmiştir. Tutanak içeriğine göre direğe çarpan plakası verilen ve iddiaya göre zarar veren araç davalı taraf aittir. Sıkça meydana gelen bu tür olaylarda ayrıca olayın gece meydana geldiği de dikkate alındığında görgü tanığı bulmanın zorluğu ortadadır.
Ancak mahkemenin araştırma ve incelemesinin de yeterli olduğu söylenemez.
Bu nedenlerle, davacı tarafın itirazları gözönüne alınıp savunma delilleri de toplanarak gerektiğinde olay tutanağında plakası verilen araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak zarar gören direkle uyumlu hasar noktası olup olmadığı belirlenmelidir.
Sayın çoğunluk kurum çalışanları tarafından tutulan tutanağı destekleyen delilin bulunmadığını bozma gerekçesinde dayanak yapmıştır.
Ancak böyle bir sonuca gitmeden önce davacı dava ve delil dilekçesinde yemin deliline de dayandığı gözönüne alınmalıdır.
Şayet davacının mevcut ve irdelenen deilller ile davasını ispat edemediği kabul ediliyorsa davacı tarafa HMK"nin 225 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dilekçesinde gösterdiği "yemin" delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Bu sebeplerle yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
Açıkladığım gerekçelerle bozma gerekçesine katılmıyorum.