8. Hukuk Dairesi 2017/1282 E. , 2017/5147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin ...vatandaşı iken 1972 yılında ...e iltica ettiği sırada aldığı resmi belgelerde soyadının Hüseyinoğlu olarak yer aldığını, ..... Müftülüğü ve de.... Belediyesi Vatandaşlık Hizmetleri Şubesi"nden verilen resmi belgelerde ise davacının soyadının Memet olarak geçtiğini, Bakanlar Kurulu"nun 04/03/1985 tarihli kararı ile ..... vatandaşlığına alındığını, vatandaşlığa alınma ile müvekkilinin soyadının bu sefer Arabacıoğlu olduğunu, müvekkilinin farklı soyadları nedeniyle resmi kurumlarda sıkıntılar yaşadığını, bu nedenle .... ve ...... soyadlarının aynı kişi olan davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, şahıs hakkında yapılan arşiv sorgulamasında herhangi bir kaydın olmadığı, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü"nden davacının dosyasında ... olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığının bildirildiği gerekçesi ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, ...vatandaşı 25.09.1953 doğumlu.... vatandaşlığına geçiş evraklarındaki 1953 doğumlu ...... ve türk vatandaşlığına alınan 01.07.1953 doğumlu ..."nun aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacıya ait olduğu söylenen ...nüfus kaydında, T.C. vatandaşlığına geçiş aile listesinde ve T.C. nüfus kaydında; adının....,, doğum yılının 1953 yılı, ...kaydında baba adının..... adının.... diğerlerinde baba adının ...., anne adının Zehra, eşinin adının Saliha olduğu, isimlerdeki farklılığın ülke nezdindeki söyleniş farkından kaynaklandığı, Türkiye nüfus kaydında önceki uyruğunun Yunan olduğunun açıklandığı, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları her üç soyadı ile anılan kişinin davacı ... olduğunu bildirdikleri anlaşıldığından, tüm bu kanıtlarla iddia kanıtlanmış olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.