Esas No: 2017/1901
Karar No: 2021/2658
Karar Tarihi: 18.05.2021
Danıştay 4. Daire 2017/1901 Esas 2021/2658 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1901
Karar No : 2021/2658
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Petrolleri AŞ tarafından "iyiniyet ödemesi" adı altında ödenen 413.000,00 TL tazminattan yapılan gelir vergisi kesintisinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; çalışma ilişkisini sona erdiren
İşveren tarafından yasal bir zorunluluk olmaksızın yapılan ödemenin ücret niteliğinde olmadığı ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 25. maddesince gelir vergisinden müstesna tutulduğu göz önünde bulundurulduğunda yapılan vergi kesintisinde hukuka uyarlık bulunmadığından haksız ve hukuka aykırı olarak davacıdan tahsil edilen verginin kesinti tarihinden itibaren hesaplanan faiziyle davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarece, iş akdine işveren ve işçi tarafından karşılıklı anlaşarak son verilmesi üzerine işverence rızaen bile olsa yapılan ödemelerden, yasal sınırlar dahilinde kalan kıdem tazminatı veya her ne ad altında olursa olsun işe başlatmama tazminatı tutarı dışında yapılan ödemeler hariç gelir vergisi kesintisine tabi tutulması gerektiği, idarenin davacıdan cebren tahsil ettiği herhangi bir tutar olmaksızın yasal faize hükmedilmesinde de hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İşçi ile işverenin kendi aralarında bir anlaşma yapma yoluna giderek aralarındaki iş ilişkisini sonlandırmaları uygulamada ikale sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. İkale sözleşmesine ilişkin gerek 4857 sayılı İş Kanunu'nda gerekse de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda herhangi bir düzenleme yer almamakta, bu sözleşme türüne ilişkin uygulama daha çok Yargıtay tarafından verilen kararlarla şekillenmektedir.
Buna göre, ikale sözleşmesinde sözleşmenin amacı işçi ile işverenin anlaşarak ve özgürce belirleyecekleri koşullar çerçevesinde iş ilişkisini sonlandırmak olup, işçi ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı talebinde bulunmama, iş güvencesi kapsamında olsa bile işe iade davası açmama ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer haklarından vazgeçme karşılığında kayıplarını telafi edecek bir ödemenin yapılmasını, işveren ise işçi ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ve çalışılmayan döneme ilişkin ücret ve diğer hakları ödeme yükümlülüğü ve işe iade davası açılması yükünden kurtulmaktadır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak belirlendiği; 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratların ticari kazançları, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlar olarak tadat edildiği; 25. maddesinin 1. bendinde; ölüm, sakatlık, hastalık (Değişik ibare:16/06/2009-5904 S.K./1.madde) ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna olduğu açıklanmıştır.
Aynı Kanunun 61. maddesinde, ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu; ikinci fıkrasında, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartıyla kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği, 94. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde de, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104. maddelere göre tevkifat yapılacağı öngörülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre çalışanlara ücret, ödenek, tazminat veya başka bir ad altında yapılan ödemelerin ücret olduğu, yapılan ödemenin gelir vergisinden müstesna olması için 4857 sayılı İş Kanunu'nda tanımlanan tazminatlardan olması veya mahkeme kararına dayalı "işe iade edilmeme tazminatı" olması gerektiği, dolayısıyla davacıya "ek ödeme" adı altında ödenen tutarın ücret olarak kabulü gerektiği, bu değerlendirmelerden de görüleceği üzere bu durumun hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu ve söz konusu iddiaların ancak ilgili vergi kesintisine karşı süresi içerisinde açılacak bir davada dikkate alınabileceği anlaşılmıştır.
Öte yandan, anılan Kanunun 61. maddesine 7103 sayılı Kanunun 7. maddesiyle 21/03/2018 tarihinde eklenen 7. fıkrasında "Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar"ın ücret sayılacağı; yine anılan Kanunun 06/04/2018 tarihinde yürürlüğe giren geçici 89. maddesinde, 27/03/2018 tarihinden önce karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin, hizmet erbabının düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca red ve iade edileceği, bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere vazgeçilen davalarla ilgili olarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan iade talepleriyle ilgili olarak bu madde hükmü uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının … Petrolleri A.Ş.'de Anonim Şirkette Orta Asya İhracat Müdürü olarak 19/02/2001 ila 02/03/2016 tarihleri arasında iş sözleşmesi kapsamında çalışmakta iken iş akdinin işverence 02/06/2016 tarihi itibariyle bildirimli olarak feshedildiği, davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kullanılmayan yıllık izin, kıdem prim farkı ve ikramiye farkı dışında "iyi niyet ödemesi" adı altında ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, buna karşılık davacı tarafından 02/03/2016 tarihli ibraname ile şirketten iş sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir alacağı kalmadığına yönelik ibraname verilerek bu tarihten itibaren sonlandırılmasına dair dilekçesi üzerine sözleşmenin de sona erdirildiği, işveren tarafından kesilen gelir vergisinin bağlı bulunduğu Vergi Dairesine yatırıldığı, davacı tarafça da yapılan bu ödemenin gelir vergisinden istisna olduğundan bahisle kesilen gelir vergisinin yasal faiziyle iadesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinin ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, davacıya 02/03/2016 tarihinde "İyiniyet tazminatı" adı altında yapılan ek ödemenin her ne ad altında ödenirse ödensin sonuç itibariyle ücret kapsamında olup, gelir vergisine tabi olduğu değerlendirildiğinden, Mahkemece sırf "iyi niyet ödemesi" olarak adlandırıldığından bu ödemenin şirketin yasal zorunluluğu olmadan yapıldığı, işsizlik sebebiyle verilen bir tazminat ödemesi olduğu, bu ödemenin işverene bağlı olarak ve hizmet karşılığı yapılmadığı dolayısıyla ücret sayılan ödemelerin ortak özelliğini taşımadığı sonucuna varılarak gelir vergisi kesintisi yapılmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararın kaldırılması istemiyle yapılan istinaf başvurusunun reddine dair kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 18/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.