17. Hukuk Dairesi 2016/5226 E. , 2019/1180 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkilinin 21/01/2014 günü yaya olarak bulunduğu sırada kontrolsüz bir şekilde geri geri gelen ... idaresindeki 19 AY 053 plakalı aracın çarpması neticesinde ağır şekilde yaralandığını, ilk incelemede ... ve Boyun kırığı saptandığını, sonrasında ... Devlet Hastanesine sevk edilip 1 hafta yatarak tedavi gördüğünü, kalça kırığının olduğunun tespit edildiğini, ameliyat edilerek kalçasına protez takıldığını, şu an aradan 15 gün geçmesine rağmen ayağa kalkamadığını, yatalak halde bulunduğunu, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, kazadan sonra davalının müvekkilinin giderleriyle hiç ilgilenmediğini, müvekkilinin artık bakıma muhtaç olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte 100,00 TL maddi tazminatın 3 davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı ... ve ..."ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı... Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; HMK 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile HMK"nin 150. Maddesi hükmüne göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Somut olayda eldeki dava davacı miras bırakan ... vekili tarafından 11.02.2014 tarihinde açıldığı, Mahkemece 04/06/2015 tarihinde 2. ve son kez işlemden kaldırıldığı, davacı ..."nun 16.06.2015 tarihinde vefat ettiği, davacı vekilinin ise 03/07/2015 tarihinde yenileme dilekçesi verdiği, 06/07/2015 tarihinde mahkemece yenileme tensip tutanağı düzenlenmiş ise de, davacının ölümü nedeniyle vekalet ilişkisinin sona erdiği ve davacı vekilinin hak sahiplerinden vekaletname alarak yenileme ve davaya devam edilmesi yönünde talepte bulunmadığı bu nedenle dosyanın işlemden kaldırılma tarihine göre 05.09.2015 tarihi itibarıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.’nun 55. maddesi uyarınca "taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir”.
Davacı yargılama sırasında 16.06.2015 tarihinde ölmüştür. Dava konusu istek malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların mal varlığını etkilemektedir.
Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebilir. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir. TMK.nun 28. maddesine göre, ölüm ile kişilik son bulur. Ölü bir kişi herhangi bir hakkın sujesi olamayacağına göre onun açmış olduğu davaya devam edilemez. Bu şekilde yürütülen bir dava sonunda ölü kişi aleyhine hüküm kurulamaz. Borçlar Kanununun 397. maddesi hükmüne göre; aksi sözleşmeden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi son bulur.
Somut olayda; ölüm ile vekalet ilişkisi son bulmakla birlikte; davacının mirasçılarından vekaletname alınmadan ve yöntemince davaya katılmaları sağlanmadan, davaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece; davacı ..."nun mirasçılarına usulüne uygun olarak tebligat yapmak, mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almalarını sağlamak ve mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa miras şirketine mümessil tayin ettirmek, taraf sıfatı şartı sağlandıktan sonra yargılamaya devam etmek suretiyle; sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı mirasçıları vekilinin bu temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.