Esas No: 2021/1738
Karar No: 2021/2676
Karar Tarihi: 18.05.2021
Danıştay 4. Daire 2021/1738 Esas 2021/2676 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1738
Karar No : 2021/2676
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil Aksesuarları İmalat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ödeme emrine dayanak ihbarnamelerin şirket müdürü …'in Mernis sisteminde kayıtlı adresine tebliğe çıkarıldığı ancak adreste bulunamaması üzerine 19/10/2018 tarihinde iade edildiği, aynı adrese tekrar tebliğe çıkarılarak 22/10/2018 tarihinde tebliğ pusulasının kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliğ edilen ihbarnamelere karşı dava açılmaması üzerine söz konusu vergi borçlarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emirlerinin dayanağını oluşturan ihbarnamelerin 213 sayılı Kanun'un 14. maddesinde sürelerle ilgili açık bir hüküm bulunmaması durumunda idarece 15 günden az olmamak üzere tebliğ süresinin belirleneceğinin açıkça hükme bağlanmasına karşın, 3 gün arayla iki kez tebliğe çıkarıldığı, bu durumda davacı adına düzenlenen vergi ceza ihbarnamelerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği ve 2013 yılına dönemine ait olan ve tarh zamanaşımına uğrayan borçların tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı tarafından yapılan cezalı tarhiyatların tahsiline yönelik işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek kabul kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ve devamı maddelerinde tebliğ hükümlerine yer verilmiş, bu maddede tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, 94. maddesinde tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı kurala bağlanmıştır. Kanunun 100. maddesinde bilinen adrese gönderilen mektupların, posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı belirtildikten sonra 101. maddesinde, bu Kanuna göre bilinen adresler sıralanmıştır: 1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri, 2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri, 3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi. Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır. İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır." şeklinde ifade edilmiştir. Kanunun 102. maddesinde; tebliğ olunacak evrakı içeren zarfın, posta idaresince muhatabına verileceği ve bu durumun muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin başparmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edileceği, muhatap tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılacağı, posta memuru, durumu tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim edeceği bu durumda tebliğin, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılacağı kuralına yer verilmiştir.
Bu Kanunun 101/1. maddesinin (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edileceği, bu durumda bu Kanunun 101/3. maddesine göre işlem yapılacağı, 101/1. maddesinin (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebligat çıkarılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılacağı belirtildikten sonra ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakının da aynı sebeplerle tebliğ edilememesi halinde, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılacağı, bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının, gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden davacı şirketin 2013 yılı hesap ve işlemlerinin sahte belge düzenleme fiili yönünden incelenmesi üzerine şirket hakkında düzenlenen 02/12/2014 tarihli ve 3804/50 sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda, şirketin, "… Mah. … Bulvarı … Cad. No… Beylikdüzü/İstanbul" adresinde düzenlenen 29/11/2013 tarihli yoklama tutanağında; adresin kapalı olduğu, adresteki işyerine kimsenin uğramadığı, işyerinin içerisine dışarıdan bakıldığında demir malzemelerin bulunduğu" tespitlerine yer verildiği, ilgili yoklama tutanağına göre şirkete ulaşılamadığı için mükellef kurumun 2013 hesap dönemi yasal defter ve belgelerinin incelemeye ibrazına dair yazının, kurumun yasal temsilcisi …'in adresine tebliğ edildiği görülmüştür. Mükellefin, 29/11/2013 tarihi itibariyle bağlı olduğu Vergi Dairesi tarafından re'sen terk ettirilmesi gerektiği anılan raporda belirtilmiştir. Bu nedenle idarece düzenlenen dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan vergi ve ceza ihbarnameleri 19/10/2018 tarihinde mükellef şirketin kanuni temsilcisi olan …'in Mernis adresi olan "… Mah. … Bulvarı … Cad. No. … Beylikdüzü/İstanbul" adresine gönderilmiş, anılan şahsın geçici olarak adreste olmadığı anlaşılarak aynı adreste bulunamaması hususu şerh düşülerek tebliğ evrakının iadesi üzerine ikinci kez aynı adrese 22/10/2018 tarihinde çıkarılan tebliğ alındısı üzerine 485 nolu genelgeye uygun olarak kapıya tebliğ pusulasının yapıştırıldığı hususu şerh düşülerek tebligat yapılmıştır. Sonrasında şirket adına düzenlenen dava konusu ödeme emri de aynı kanuni temsilcinin yeni ikametgah adresi olan "… Mah. … Cad. … Sitesi … Blok, No… Beylikdüzü/İstanbul" adresine 02/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Bütün bu tespitlerden, idarece düzenlenen Vergi Tekniği Raporu ve yoklama tutanağıyla şirketin adreste olmadığı tespit edildikten sonra dava konusu ödeme emri dayanağı olan ihbarnamelerin şirket kanuni temsilcisinin bilinen adresinde tebliğ edildiği, hatta halen şirketin bir adresi bulunmaması nedeniyle ödeme emrinin de kanuni temsilcinin adresine tebliğ edildiği anlaşıldığından belirtilen gerekçe ile verilen mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 18/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.