17. Hukuk Dairesi 2013/10754 E. , 2014/10319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2008/109-2013/63
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı E.. İ.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu kamyonun, seyir halinde iken arka lastiğinin, aksla birlikte yerinden çıkarak müvekkilinin kullandığı kamyonete çarpması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını belirterek müvekkilinin geçimini maliki bulunduğu ... plakalı kamyonet ile nakliyecilik yaparak kazandığını, bu kazadan dolayı müvekkilinin ayaklarına platin takıldığını halen tedavisinin devam ettiğini, kazadan dolayı halen yatağa bağlı olarak yaşadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere geçici iş görememezlik tazminatı olarak 2.000,00 TL, sürekli işgöremezlik zararı olarak 2.000,00 TL ve tedavi gideri ile birlikte toplam 5.000,00 TL maddi tazminat ve 75.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, birleştirilen davada, asıl davaya ek olarak geçici ve sürekli işgöremezlik zararı olarak toplam 50.000,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davada davalı Ö.. D.."a yönelik davanın reddine, 2.000,00 TL geçici iş görememezlik tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı E.. İ.."nden tahsiline, 2.000,00 TL daimi maluliyet tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı E.. İ.."nden tahsiline, tedavi gideri talebinin ispatlanamaması nedeniyle reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı E.. İ.."nden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı E.. İ.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı E.. İ.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin kaza sonrası ayaklarından operasyon geçirdiğini, ayaklarına platin takıldığını, halen yatağa bağlı yaşamakta olduğunu, en az ayda bir kez hastaneye tedavi ve kontrol amaçlı gitmek zorunda kaldığını belirterek tedavi harcaması talebinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacının kaza sonrası 12 ayda iyileşebileceği, bu süre zarfında %100 malul sayılması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, öncelikle talep edilen tedavi harcamalarının neler olduğu hususu açıklattırılarak davacının maluliyeti ve gördüğü tedaviye göre yapması muhtemel tedavi giderleri olacağı gözetilip gerektiğinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve belgeye bağlanamayan tedavi harcamaları yönünden Borçlar Kanunu"nun 42. maddesi gereğince olayın özelliğine göre karar verilmesi gerekirken tedavi harcamalarına yönelik talebin ispatlanamadığından tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanarak malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, maluliyetin niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı E.. İ.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 220,21 TL fazla alınan peşin harcın temyiz eden davalı E.. İ.."ne geri verilmesine 30/06/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.