(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/4324 E. , 2012/5202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanunu m. 684/1 ve 718/2 hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup, anılan hüküm;
"Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmaz bütünleyici parçası olur.
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, Taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir.
Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.
Bu inşaatı kendi malzemesi ile yapan kişinin iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 5.7.1944 tarihli ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir.
14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, iyiniyetin ispatı taşkın yapı malikine ait ise de iyiniyet iddia ve savunması def"i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalıdır.
Somut olayda; mahkemece, davacının iyiniyetli olarak kabul edildiği ancak taşkın inşaatın yapıldığı taşınmazın taşan kısmının 06.06.1989 tarihli satış işlemi ile davalı adına tescil edildiği, temliken tescil talebinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle ancak inşaatın yapıldığı sırada malik olanlara karşı yöneltilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Çaplı taşınmazlarda iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden davacı iyiniyetli kabul edilemez.
Yukarıda açıklandığı üzere taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil davalarında taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan tapu iptali ve tescil talebi yeni malike karşı da ileri sürülebilir. Bu itibarla davanın, taşkın inşaatı yapan davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesi ile reddi gerekirken talebin yeni malike karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle reddi doğru değil ise de mahkemece davanın reddine karar verilmesi sonucu itibari ile doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK"nun 438/VII maddesi gereğince hükmün gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.