23. Hukuk Dairesi 2016/5989 E. , 2019/4346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... ve vekili Avukat ... gelmiş tebligata rağmen diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında 13.12.2012 ve 22.08.2013 tarihlerinde adi yazılı şekilde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeler gereği müvekkilinin dava konusu taşınmazın tapusunu davalıya devrettiğini, davalının süresi içerisinde inşaatı yapmadığını ileri sürerek 22.08.2013 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil, şimdilik 35.000 TL kira kaybından oluşan menfi zararının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında taşınmazda kain 4 katlı binanın yıkılarak yerine yeni bina yapılması ile davacıya 2. kat daire ve 100.000 TL para verilmesi konusunda 2. sözleşme düzenlendiğini, 100.000 TL için farklı vadeleri olan senetler verildiğini bu senet bedellerinin davacıya ödendiğini, davacının bu bedelleri aldığını kabul ettiğini, davacıya arsa devrine karşılık teminat amaçlı 200.000 TL"lik senet verildiğini, davacının senetleri alınca uzlaşmaz bir tavır sergilediğini, evleri boşaltıp müvekkiline tesilm edip, müvekkilinin oturduğu binanın bodrum katında oturmaya razı olmasına rağmen evi teslim etmediğini, sözleşmeye aykırı davrandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ilk sözleşme yapıldıktan sonra davacının kendisine düşen edimini yerine getirmiş olduğu yani taşımazı davalı yükleniciye devrettiği ancak davalının evin tahliye edilmesi, yıkılması, inşaat ruhsatı alınması veya inşaata başlaması hususunda herhangi bir girişiminin olmadığı, aradan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen taşınmazda herhangi bir faaliyette bulunmadığı, yüklenicinin ise başlamadığının ortada olduğu, bu durumda ihtar çekmeye ve süre vermeye gerek olmadığı, gerek olsa dahi yapılan 2. sözleşmenin bir süre vermek olarak değerlendirileceği bu itibarla davacının TBK"nın 473. maddesi uyarınca sözleşmeyi sona erdirmesinin yerinde olduğu, dava konusu olayda, davacının sözleşmeler yapılmamış olsaydı taşınmazda bulunan dairelerden kira almaya devam edeceği ve bu sözleşme dolayısıyla da dairelerin boşaltılması sebebiyle kira gelirinden mahrum kaldığı ve menfi zararının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 100.000 TL yönünden harcı yatırılarak usulünce açılmış bir dava bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.