17. Hukuk Dairesi 2014/10157 E. , 2014/10274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2012/520-2013/511
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin otobüste yolcu olarak bulunduğu sırada otobüsün tam kusurlu olarak yaptığı 02.04.2005 tarihli trafik kazasında yaralanarak %14,1 oranında malul kaldığını, kazaya karışan otobüsün davalı A. Sigorta A.Ş. tarafından ihtiyari mali mesuliyet ve ferdi kaza koltuk teminatlarını içeren poliçe ile sigortalı olduğunu, Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/548 esas sayılı dosyası içerisinde bulunan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin zararının 90.000 TL olarak belirlendiğini ileri sürerek tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 90.000 TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, otobüsün bileşik sigorta poliçesi ve karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ile müvekkilinin sigortalısı olduğunu, poliçe teminatının devreye girebilmesi için öncelikle zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi teminatına (Ak Sigorta), daha sonra karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi (Ak Sigorta) teminatına başvurulması gerektiğini, aşan kısım için sorumlu olabileceklerinii savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının bilirkişi raporuna göre 90.000 TL maddi zararının bulunduğu, dava dışı Ak Sigorta tarafından davacıya toplam 67.950,00 TL"nin fer’ileri ile birlikte ödendiği gerekçesiyle bakiye 22.050,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle iş göremezlik tazminatı ve tedavi gideri istemine ilişkindir.
Davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüs, davalı şirket tarafından “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” ve bileşik sigorta kapsamında “İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ve Ferdi Kaza Koltuk Sigortası” ile sigortalıdır.
Davacının aynı olaya ilişkin olarak daha önce açtığı tazminat davası dosyasında aracın dava dışı Ak Sigorta tarafından “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası” ve “Karayolu Motorlu Araç Zorunlu Mali Sorumluluk” sigorta poliçeleri ile sigortalı olduğu ve anılan davalıdan talebe bağlı olarak 68.950 TL tazminatın müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
4925 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Somut olayda, davacının uğradığı bedeni zarardan, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı Ak Sigorta, trafik sigortacısı Ak Sigorta ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı davalı A. Sigorta sıralı bir şekilde sorumludur. Zarar, zorunlu karayolu taşımacılık sigortası ve trafik sigortası teminat limitleri kapsamında kalmakta ise, ihtiyari mali mesuliyet
Sigortacısının sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
Bunun yanı sıra, davalı tarafından düzenlenen Karayolu Yolcu taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, ferdi kaza sigortasının bir türü olup, yaralanma rizikosunun gerçekleşmesi halinde, sigorta poliçesinde belirlenmiş bulunan teminatın, maktu bir tazminat olarak hak sahiplerine ödenmesini gerektirir. Meblağ sigortası niteliğinde olan bu poliçe uyarınca yapılan ödemelerin destek zararlarından veya iş göremezlik tazminatından mahsubu mümkün bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta da davacı meydana gelen olayda yaralandığından, davacının bu poliçe kapsamında talep edebileceği alacak tutarının, yaralanmaya maruz kalan organa göre, bu sigortaya ilişkin Genel Şartlar A.3.2 maddesinde belirtilen oranlar dahilinde, aralarında doktor bilirkişinin de bulunduğu bir heyet aracılığıyla yapılacak inceleme sonucunda maktu olarak belirlenmesi gerekir.
Davanın kabulüne dair verilen 01.04.2010 tarihli ilk karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.03.2012 tarihli 2011/15778 E. 2012/3557 K. sayılı kararıyla “davacının davasını hangi poliçeye yönelttiği hususuna açıklık getirtilmesi ve davacının talebine göre sıralı sorumluluk esasları da dikkate alınmak suretiyle davanın esasına yönelik bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak davacıdan açıklama yapması istenmiş ise de, davacı tarafından davanın hangi poliçeye yöneltildiği hususundaki açıklama Dairemizce bozma ilamında belirtilen hususa yönelik yeterli açıklıkta görülmemiş, mahkemenin gerekçesinde de tazminatın hangi poliçeden talep edildiğinin kabul edildiği ve hangi poliçeden tahsil edileceği hususlarının belirtilmemesi doğru bulunmamıştır. Bu halde, mahkemece, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.03.2012 tarihli 2011/15778 E. 2012/3557 K. sayılı ilamındaki bozma gereği yerine getirilerek sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.