
Esas No: 2012/4273
Karar No: 2012/5164
Karar Tarihi: 09.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/4273 Esas 2012/5164 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.03.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin dava değerinden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, irtifak hakkına dayalı olarak elatmanın kal suretiyle önlenmesi istemiyle açılmıştır.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Davalılardan ... vekili hükmü, yenileme dilekçesinin kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı gerekçeleriyle temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, kendisine usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 sayılı HMK’nun “hukuki dinlenme hakkı” başlıklı 27. maddesine göre davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenme hakkına sahiptir. Mahkeme tarafları dinlemeden onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın
yürütülmesi olmakla birlikte hukuk mahkemelerinde taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler.
Somut olayda; davalı ..."a dava dilekçesi tebliğ edilmiş ve vekili vasıtası ile davayı takip etmiştir. Davacı vekilinin 20.02.2006 tarihli yenileme dilekçesi davalı ... vekiline tebliğ edilmediğinden iade edilmiştir. Bu husus gözardı edilerek davada usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan ve davalının Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan savunma hakkı da kısıtlanarak işin esasına girilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.