7. Hukuk Dairesi 2014/13114 E. , 2015/835 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren bünyesinde 01.12.2007 tarihinden 30.12.2011 tarihine kadar muhasebe sorumlusu olarak 860,00 TL ücretle çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini, hak ve alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkete ait iş yerinde depo sorumlusu olarak çalıştığını, yapılan sayımda 4996 adet sigaranın eksik çıktığının belirlendiğini, bu hususta davacının savunmasının alındığını, işverenin güvenini kötüye kullandığı ve eli altındaki mallara 30 günlük ücretinin tutarıyla karşılayamayacağı şekilde zarar verdiği için iş akdinin disiplin kurulu kararı ile feshedildiğini, ayrıca davacı hakkında Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/23 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalı iş yerinde toplam 4 yıl 29 gün çalıştığı, dinlenen tanık anlatımlarına göre çalışmalarının kesintisiz olduğu, iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı işverence feshin haklılığına dayanak yapılan davacı işçi hakkındaki suçlamaya ilişkin açılan Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/23 E. sayılı ceza davasında mahkemece sanığa yüklenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun sübut bulmadığı anlaşıldığından CMK"nun 223/2-e maddesi uyarınca atılı suçtan beraatine karar verildiği, kararın ceza dosyasında katılan sıfatı ile hareket eden işverence temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Hukuk mahkemesi kendisine açılmış olan bir davayı bütün yönleriyle inceleyip karara bağlamakla yükümlüdür.
Bir davadaki asıl sorun hakkında karar verilebilmesi için daha önce çözülmesi gereken bir sorunun başka bir mahkeme tarafından başka bir davada karara bağlanması gereken hallerde bekletici mesele söz konusu olur. Usul Kanunu"nda bekletici meseleyi düzenleyen genel bir hüküm yoktur. Ancak gerekli halleri bekletici mesele yapmak Usul Kanunu"nun sistemine göre mümkün olup, Yargıtay"ın uygulaması da bu yoldadır.
Öte yandan, hukuk hakimi ceza mahkemesinin mahkumiyet kararıyla veya suçun işlenmediğine ilişkin kesin beraat kararıyla bağlı ise de, delil yetersizliğinden dolayı verilen beraat kararıyla bağlı değildir.
Ayrıca, ceza ve hukuk mahkemelerinin verecekleri kararlar arasında, aynı olay için ayrı ayrı sonuçlar doğmasını önlemek bakımından da bekletici meselenin kabulünde zorunluk vardır.
Bu nedenle; delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamasa da mahkumiyet kararının somut uyuşmazlığı doğrudan etkileyeceği ve Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nce davacı işçi hakkında verilen beraat kararının işverence temyizi nedeniyle henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, bu karar kesinleşinceye kadar mahkemece bekletici mesele yapılarak söz konusu karar kesinleştikten sonra ceza dosyasıda bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmesi gerekirken ceza mahkemesinde görülen davanın sonucu beklenmeden kıdem ve ihbar tazminatı yönünden işin esasına girilerek sonuca gidilmiş olması bozma nedenidir.
3-Taraflar arasında davacı işçinin fazla mesai ve hafta tatil çalışması yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla mesai ve hafta tatil çalışması yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmektedir.
Fazla çalışmanın ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalarda bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve hafta tatili çalışması ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma ve hafta tatili çalışması alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek davacının haftada 18 saat fazla mesai ve ayda iki hafta tatilinde çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Dosya kapsamına davacının işe giriş çıkış saatlerini gösteren 2010-2011 yıllarına ait çizelgeler sunulmuştur. Söz konusu kayıtların değerlendirilmemesi hatalıdır. Yapılacak iş; işyerine giriş çıkış kayıtlarını içeren çizelgelere göre, çizelgelerin bulunmadığı dönemlere ilişkin olarak ise tanık beyanlarına göre davacının fazla mesai ve hafta tatili alacaklarını hesaplattırmaktır. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.